35

12.4K 1K 1.2K
                                    

İnsanlar Draco ile konuşmamaya devam ediyordu ama bunun sebebi onu dışlamaları değil, ondan korkmalarıydı. Artık kimseye sıraya oturduğu zaman yanından kalkmaya cesaret edemiyordu. Zaman her şeye çare olduğu gibi Harry ve Draco'nun acısına da çere olmuştu. Zamanla normale dönmüşlerdi. Yaşadıkları acı hep hatıralarının ardında derinlerde bir yerde gizli olacaktı ama artık boğazlarına yumru olmayı bırakmıştı. Bunda Weasley ailesinin etkisi de büyüktü.

Noel tatilinin gelmesiyle Weasley evine geri döndüler. Weasley evinin kalabalığı, neşesi ve sıcaklığı tekrar huzurla sarılmalarına neden olmuştu. Bayan Weasley ile tesadüf eseri baş başa kalan Harry ona bebeğinden bahsetmişti. Farkına bile varmadan kaybettiği bebeğinden... Bayan Weasley bir anneydi. Arkadaşları, yaşıtları onu anlayamazdı ama Bayan Weasley onu anlayabilirdi çünkü o da bir anneydi ve Bayan Weasley, Draco'dan sonra onu anlayıp Harry ile birlikte ağlayan tek kişiydi.

"Anne olmaya yaklaşmıştım ama farkına bile varamadan o hissi kaybettim. Annemi çok özlüyorum Bayan Weasley. Anne olmanın ne kadar kıymetli bir his olduğunu düşündükçe annemi daha çok özlüyorum."

Bayan Weasley, Harry'nin saçlarını sevdi. Kendi evlatlarından birini severmiş gibi sevdi. Harry'e annesinin eksikliğini hissettirmemeye çalıştı. Lily'nin yerine yaralarını sarmaya çalıştı.

İçeri girmek üzereyken onun sözlerini duyan Draco dişlerini sıktı. Harry'nin artık üzülmesine izin vermeyeceğine dair kendisine söz vermişti ama sözünü hala tutamıyordu. Harry annesini özlüyor ve üzülüyordu. Harry'nin annesiyle arasında ise o adam vardı. Draco, Harry ve Bayan Weasley görünmeden geri çekildi.

Draco, bir kez daha bir adım attı, Harry için. Harry'nin daha fazla üzülmemesi için. Biliyordu ki, James Potter onlara karşı olduğu sürece, Harry annesini istediği gibi rahatça göremeyecekti. Bu yüzden Weasley evinden ayrılıp James Potter'ın iş yerine gitti.

James, Malfoy çocuğunun onu ziyaret etmesini beklemiyordu ama görüşme talebini kabul etti. Kendisine asla itiraf etmese bile ne söyleyeceğini merak ediyordu. O göstermese bile Malfoy masasının önündeki koltuğa oturdu. Belli ki söyleyecekleri uzundu.

Draco iç çekti. "Bay Potter, bana neden bu kadar karşısınız? Babam yüzünden mi? Onunla aranızdaki mesele ikinizi ilgilendiriyor. Babam size her ne yaptıysa, babam yaptı, ben değil. Neden bana bir şans vermiyorsunuz? Neden beni tanımaya çalışmıyorsunuz?"

James güldü. "Sen bir Malfoy'sun ve bir Malfoy'a güven olmaz. Sana güvenmiyorum. Onun canını yakacaksın ve bu olmadan önce onu seninle evlendiğine pişman edip geri dönmesini sağlayacağım. Ancak o zaman onu affedebilirim."

Draco güldü. "Bütün bunları benim onu incitme ihtimalim yüzünden mi yapıyorsunuz? Peki sizin şu anda onun canını, benim onun canını yakma ihtimalimden daha fazla yakmanıza ne demeli? Emin olun onu, sizin onu incittiğiniz kadar asla incitemem."

James sinirle Draco'ya baktı. "Defol." dedi öfkeyle. "Bir daha sakın karşıma çıkıp benimle küstahça konuşmaya cesaret etme!"

O çıkarken James arkasından söylendi. "Küstah velet."

Draco dışarı çıkınca iç çekti. Biraz daha kendini tutmalıydı ama adamın inatla Harry'i üzeceğini söylemesi sinirlerine dokunmuştu. Bir başarısız denemenin ardından daha Weasley evine döndü.

**

James eve geldiğinde hala Draco yüzünden sinirliydi. Öfkeyle Lily'e anlatmaya başladı. "Malfoy çocuğu bugün iş yerime geldi. Neden ona bir şans vermiyor muşum? Sanki bir Malfoy'a güven olurmuş gibi!"

Babasını duyan Damien annesinden önce söyledi. "Draco seninle konuşmak için mi geldi? Her şeye rağmen seninle konuşmaya çalıştı, öyle mi?" diye sordu şaşırarak.

Challenge -DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin