Challenge -Drarry

30

Yedinci sınıf olarak ilk dersleri Biçim Değiştirme idi. Slytherin ve Gryffindorların ortak aldığı bu derse kahvaltıdan sonra altılı birlikte yürümüştü. Etrafındaki insanlar fısıldaşırken Ron sordu. "Bu böyle ne zamana kadar devam edecek?"

"Gözler her zaman bir Malfoy'un üzerinde olur. Şimdi iki Malfoy olduk. Bu çok normal Ron." dedi Draco. Ron karşılık olarak gözlerini devirmişti.

Sınıfa girdiklerinde Slytherin ve Gryffindor sıralarına oturdular. Pansy, Blaise ve Draco birlikte bir sırayı doldurmuştu. Ancak onlar oturunca önlerindeki ve arkalarındaki Slytherinler kalkarak başka sıralara oturdular. Sessiz dışlama açıkça kendini gösteriyordu. Harry bunu gördüğünde tüy kalemini kırdı. Draco ona dönüp gülümsedi. Beklemedikleri bir şey değildi ama bunu görmek Harry'nin canını yakıyordu.

Draco, Slytherin'in gururuydu. Bir Malfoy olarak herkes onun etrafında pervane olurdu. Tüm gözler onun üzerinde olurdu. Asilzadeler, nişanı atılınca çaktırmadan ona kur yapmaya çalışmıştı. Şimdi sırf Harry ile evlendi diye onu yok sayıyorlardı. Sanki Draco bir hiçti.

Profesör McGonagall içeri girdi. Harry'nin yanından geçerken durdu. "Size artık Bay Malfoy demem gerekiyormuş, doğru mu?"

Harry, yaşlı profesörünün sorusu karşısında nedense utandı. Bir yandan da herkesin bildiği şeyi neden sorduğuna anlam veremedi. "Evet, Profesör." diye cevapladı onu.

McGonagall gülümsedi. "O zaman bende Slytherin ve Gryffindor'a 250'şer puan veriyorum."

Bu uçuk puan karşısında herkes şaşkına dönmüştü. Bu puanlar hiç şüphesiz onları Hufflepuff ve Ravenclaw'a karşı oldukça öne taşırken Slytherin ve Gryffindor'u hala eşit tutacaktı.

"Neden?" diye şaşkınlıkla sordu Harry.

"Bize iki bina arasında düşmanlıktan çok daha fazlasının olabileceğini gösterdiğiniz için. Ön yargılarımızı bir kenara bıraktığımızda daha kıymetli bir şeyi bulabileceğimizi gösterdiğiniz için, sevgiyi...."

Draco ve Harry gülümseyerek birbirine baktı. Onlara karşı olan insanlar olabilirdi ama onları destekleyen insanlar da olacaktı.

**

Öğleden sonra Slytherin ve Gryffindor başka bir ortak derse girdi, KSKS. Harry bu derse girerken biraz çekingendi. Zira evden kaçtığından beri Remus'u görmemişti. Büyük salondaki ilk akşam yemeğine Remus katılmamıştı. Sirius tren istasyonunda onun arkasında olduğunu söylemişti ama Remus da aynı düşünce de miydi?

Yaz boyunca James'i Harry'i okuldan almak konusunda fazla ileri gittiğine dair ikna etmeye çalışmışlardı Siriusla birlikte. Ancak Harry'e de Draco'dan vazgeçmesi gerektiğini söylemişlerdi. Artık evlendiği ve yapacak bir şey olmadığı için Sirius, Harry'i desteklemeye karar vermişti ama aynı şey Remus için de geçerli miydi?

Remus, derse girdikten sonra sadece derse odaklandı. Harry ile göz teması kurmadı. Ona soru sormadı. O sanki sınıfta yokmuş gibi davrandı. Ta ki ders bitene kadar. Dersin sonunda ona seslendi.

"Harry, sen kal. Seninle konuşmak istiyorum."

Harry yutkundu ve onu onayladı. Yabancıların kötü sözleriyle başa çıkabilirdi ama Remus yabancı değildi ve sevdiklerinin kötü sözlerinin ne kadar can yakıcı olabileceğini babası sayesinde yeterince deneyimlemişti.

Draco, Harry'e baktı. Harry ona gülümsedi. Kendince ben iyiyim devam et demeye çalışıyordu. Draco istediği gibi yaptı ve sınıftan çıktı. Sınıf boşaldıktan sonra Remus söze girdi.

"Harry.... Babana hak veriyorum. Bence Malfoy çocuğu sana uygun değil. Babası affedebileceğim biri değil. Ancak senin evliliğine karışma hakkım yok. Senin mutlu olmanı dilemekten başka yapabileceğim bir şey yok." Remus gözlerinin içine baktı ve anlamasını istedi. "Bununla birlikte seni bir Malfoy olarak görmemin bir yolu yok. Bu yüzden seni derslerime dahil etmeyeceğim. Zira asla sana Malfoy olarak seslenmeyeceğim. Şimdi çıkabilirsin."