29

12.7K 1K 1.7K
                                    

Weasley evine bir telaş hakimdi. Zira yılın yine o günü gelmişti. Çocuklar okula dönecekti. Herkes evin içinde dört dönüyor, valizlerini aşağıya indiriyorlardı. Hermione çoktan kendi evine dönmüştü. Tren istasyonuna evinden gelecekti. Bayan Weasley endişeyle sordu.

"Bizim gelmemizi istemediğinizden emin misiniz çocuklar?"

"Anne çoktan reşit olduk." dedi Ron. "Üstelik aramızda evliler var, lütfen. Sence de ailemizle gitmemiz yeterince utanç verici olmaz mı?"

"Tamam, tamam." dedi Bayan Weasley. Ardından Harry ve Draco'ya döndü. "Kim size ne söylerse söylesin canınızın sıkılmasına izin vermeyin."

"Peki." dedi Harry ve Draco onu başıyla onayladı. Ardından Bayan Weasley'nin onlara sarılmasına karşılık verdiler. Normalde Draco annesinden başka kimsenin ona böyle "anne gibi" davranmasına izin vermezdi, Pansy ve Blaise'in annesinin bile. Ancak Bayan Weasley onun için istisna olmuştu.

Tamamen hazır olduklarında herkes kendi valizini tuttu ve tren istasyonuna cisimlendiler. Ron, Ginny'nin cisimlenmesine yardımcı olmuştu. Reşit olmadığı için henüz lisansı yoktu. Ginny arkadaşlarını bulmak için hemen yanlarından ayrılmıştı.

"Sizce Herm gelmiş midir?" diye sordu Ron çevrelerine bakarken.

Draco da Pansy ve Blaise için bakınıyordu. Fakat onlardan önce Harry beklemediği insanları gördü. Annesi, babası, Srius, Amy ve Damien onlara doğru geliyordu. Ailesi de onu görüp durmuştu. Babası arkasını dönüp uzaklaştı. Sirius arkasından seslendi ama durmadı. Sirius onun peşinden gitmek ve kalmak arasında bocaladı ve kalmaya karar verdi.

Amy hiç kimseyi umursamadan koşup Harry'e sarıldı. Harry de onun sarılmasına karşılık verdi. Tren istasyonundaki daha fazla insan giderek onları fark ediyordu ve çevrelerindeki fısıldaşmalar ve üstlerindeki bakışlar artıyordu.

Amy ayrılınca Lily oğluna sarıldı. "Ah Harry..." diye mırıldandı. Ardından yanağını okşayıp sordu. "İyisin, değil mi?"

"İyiyim." dedi Harry gözleri dolarak.

Lily ardından Draco'ya döndü. Draco iyi biri miydi, kötü biri miydi bilmiyordu ama en azından evlerine geldiği akşam oğlunu sevdiğinden emin olmuştu. "Sen, sen nasılsın?"

"Bende iyiyim, efendim." dedi Draco.

Lily onların gözlerinin içine baktı. Onlara ne dese bilemiyordu. "Güçlü olun." dedi en sonunda.

Sirius, Harry'e sarıldı. "Ben her zaman yanındayım evlat. Bunu sakın unutma olur mu? Babana gelince, umuyorum ki öfkesi geçecektir." Ardından Draco'ya döndü. "Sen Cissi'nin oğlu olduğun için sana güvenebilirim. Cissi muhteşem bir kızdı, çocukken bile."

Sirius babasının lafını etmemiş ve onu kabullenmişti. Bu bile Draco için yeterliydi. Ona gülümsedi. "Annem de sizin hakkınızda iyi şeyler söyledi."

Sirius gerçekten merakla sordu. "Gerçekten mi?"

Draco güldü ve söyledi. "Gryffindor'a seçilmenizin çok yazık olduğunu söylemişti."

Trenin düdüğünün çalmasıyla birlikte Harry bir kez daha annesine sarıldı ve trene bindiler. Pansy, Blaise ve Hermione'nin oturduğu kompartımanı buldular. İlk kez altılı aynı kompartımanı paylaştılar. Blaise, Ron, Pansy ve Hermione giderek birbirine daha fazla ısınıyordu. Arkadaşımın kocasının arkadaşı benimde arkadaşımdır kuralını benimsemişlerdi. Aslında ikiliye destek olmak için birbirlerine destek oluyorlardı ve Gryffindor ve Slytherin olmanın ötesine geçtiklerinde çokta kötü insanlar olmadıklarını keşfetmişlerdi.

Challenge -DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin