38

12.6K 1K 1.3K
                                    

Draco, Pansy ve Blaise ile birlikte büyük salona girdiğinde yolu Harry tarafından kesildi. "Benimle gel." dedi Harry ve onu kolundan tutup sürüklemeye başladı. Blaise ve Pansy şaşkınlıkla arkalarından baktı. Ardından birbirlerine döndüler. Blaise sorarcasına Pansy'e baktı. Pansy omzunu silkti. Blaise "Boşver, biz yemeğimizi yiyelim." dedi.

Harry, Draco'yu ihtiyaç odasına götürmüştü. Draco içeri girdiklerinde şaşkınlıkla odayı inceledi. Slytherin ve Gryffindor karışımı tasarlanmış odanın ortasında üstü yemeklerle dolu bir masa vardı. Sihir sayesinde yemeklerin üzerinden duman çıkacak kadar sıcaklardı.

Draco hatırlamaya çalıştı ancak günün anlam ve önemini kavrayamadı. Ardından Harry'e sordu. "Bir şey mi kutluyoruz?"

Harry omuzlarını silkti. "Eşimle biraz baş başa vakit geçirmek istedim sadece."

Draco gülümsedi. "Bu fikri beğendim." dedi ve uzanıp Harry'nin elini tuttuktan sonra ekledi. "Özellikle baş başa kısmını." Noel tatilinden döndüklerinden beri hiç yalnız kalamamışlardı. Gündüzleri rahatça görüşebildikleri için bu yıl ihtiyaç odasını eskisi kadar sık kullanmamışlardı. Bu, Draco için hoş bir sürpriz olmuştu. Harry onu masaya götürdü. Karşılıklı oturdular.

"Bu yemekler nereden?" diye sordu Draco.

"Dobby'den rica ettim."

Akşam yemeği eşliğinde hoş bir sohbet tutturmuşlardı. Yemeklerin bitmesiyle birlikte Gryffindor şöminesinin önündeki Slytherin koltuğuna oturdular. Harry, Draco'nun omzuna yaslanmış onu dinliyordu. Draco, Blaise'in Slytherin-Hufflepuff bitki bilim dersinde nasıl rezil olduğunu anlatıyordu.

"Kocaağız uyanıp kolunu ısırdığında attığı çığlığı duymalıydın. Dahası onun çığlığı diğer kocaağızları da uyandırdı. Sınıf tam bir kargaşaya döndü." Harry'nin normalin aksine tepki vermek yerine sakince dinlediğini fark edince sordu. "Harry sen iyi misin? Canını sıkan bir şey yok ya."

Harry kafasını Draco'nun omzundan kaldırıp olumsuz anlamda salladı. "Hayır, yok." Alt dudağını ısırırken Draco'nun gözlerinin içine baktı. "Draco, senden bir şey isteyebilir miyim?"

Draco güldü. "Akşam yemeğinin sebebi anlaşıldı. Ne isteyeceksin?"

Harry kaşlarını çattı. "Bunun onunla bir ilgisi yok."

Draco tekrar güldü. Harry'nin yanağına uzanıp başını kendisine yaklaştırdı. "Tabi ki bir ilgisi yok. Benden bir şeyler istemek için böyle numaralara ihtiyacın yok." dedi ve kısa bir öpücük paylaştılar. "Söyle bakalım, ne istiyorsun?"

Öpücükten cesaret alan Harry doğrudan söyledi. "Bir bebek?"

Draco şaşkın şaşkın Harry'e baktı. "Bir ne?"

"Bebek..." dedi Harry. "Okulda sadece birer öğrenci olmaya karar verdiğimizi biliyorum ancak okulun kapanmasına birkaç ay kaldı. Karnım büyümeden okul bitmiş olur."

Draco hala şaşkındı ama kendini biraz topladı. "Sorun o değil Harry. Sen gerçekten buna hazır mısın? Biz büyük bir olay atlattık."

Draco'nun endişelerini anlayan Harry cevap verdi. "Hazırım. Bir bebeğimiz daha olsa bile kaybımızın telafisi olmayacak. Bunu biliyorum. Ne kadar çocuğumuz olursa olsun kaybettiğimiz bebeğimizin yerini tutamaz. Ama Draco... Ben anne olmak istiyorum. Daha genç olduğumuzu biliyorum ama birlikte bunu başarabileceğimize inanıyorum. Sende ailemizi büyütmek istemez misin?"

Draco, Harry'e sarıldı ve sessizce söyledi. "Elbette isterim Harry. Sen yanımda olduğun sürece her şeyi başarabilirim."

** ( Üç ay sonra-Nisan ayı sıraları ) **

Challenge -DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin