Hyunjin raporlu olduğundan iki gün üst üste okula gitmemişti, çünkü birkaç gündür öksürüp duruyordu. Bir arkadaşının mesajıyla uzandığı yatağından fırladığı gibi okulun yolunu tutmuştu. Ancak saati hesaba katmamıştı. Dersler çoktan bitmiş, öğrencilerin çoğu evlere dağılmıştı.
Sinirden ortadan ikiye ayrılacaktı Hyunjin. Hızlı hızlı, serin nefesler alıyordu. Kaşları çatıktı. Biri saat sormaya kalksa kolları kırılmış şekilde yanından ayrılırdı. Jaemin ve Felix'in o yokken, dün okul çıkışı birlikte vakit geçirdiğini söylemişti arkadaşı. Telefonunu eline alıp ne yapacağını düşündü. Jaemin'in adresini arkadaşlardan istedi, onlardan cevap beklerken ise Felix'i aradı.
Harika, açmıyordu. Felix ders çalışırken telefonunu sessize alırdı. Genelde ders çalıştığı bir saate denk gelmişti. Ona hesap sormayı sonraya bıraktı ve yerdeki şeyleri tekmeledi. Bir şişe kapağı, büyükçe bir taş, ezilmiş bir gazlı içecek kutusu. Sonunda beklediği mesaj geldiğinde dudağının kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı. Hızlı adımlarla, atılan adrese doğru yola çıktı.
Felix'le randevuya çıktıklarını öğrenince Hyunjin'in deliye döneceğinin farkındaydı Jaemin. Ancak ne zaman karşısına çıkacağını bilemezdi, o ana kadar ise günlük hayatına devam etmekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Ona doğru yaklaşan, tasması kopmuş kuduz bir köpek gibi olan Hyunjin'le karşılandığında market alışverişine çıkmıştı. Henüz sokağı dönmüştü ki koşmakta olan Hyunjin'e çarptı.
"Ah! Yavaş be, önüne baksan-" Çarpışmadan dolayı acıyan omzunu tutarken bakışlarını çarptığı bedene çevirdi. "Hyunjin?" Kaşları çatık ve gözlerinden ateş saçan Hyunjin, Jaemin'in korkudan altına yapmasına sebep olacak kadar korkunçtu. Yine de soğukkanlılığını korumaya çalıştı.
Jaemin hızlı davranıp ondan uzaklaştı. "Ne işin var burada?"
"Senin ne işin vardı Felix'le?" Yutkundu Jaemin. Hyunjin resmen dişlerinin arasından tıslıyor gibiydi. Jaemin karşısında gerçekten tehlikeli ve vahşi bir yılan olduğunu düşünmeye başladı. Onunla dövüşmeye çalışması mantıksız olurdu. Sinirden önünü bile görmüyordu.
"Aklında ne var bilmiyorum, ama yapma." Jaemin saate baktı. Şanslıysa zamanlama tutardı ve Felix kütüphaneden dönerken ders notlarını bırakmak için tam zamanında buradan geçerdi.
"Seni uyardım Jaemin. Sana ondan uzak dur dedim. Onunla oynamana izin vermeyeceğim. Onu sana vermeyeceğim." Gittikçe ona yaklaşıyordu. Jaemin yavaş yavaş geri giderek kaçmaya çalışıyordu.
"Bunu söyleyerek benim kazanacağımı kabul etmiş olmuyor musun? Yani benden hoşlanacağından eminsin."Sırıtan Jaemin'i yakasından yakalayıp arkasındaki duvara yapıştırdı. Histerik bir gülüşün ardından sert bakışlarını ona yöneltti.
"Herkese aynı şeyi yapıyorsun, herkes de düşüyor senin iğrenç kişiliğini bilmediklerinden. Bir-iki sevimli gülüş, numara isteme, sevilesi hissettirme, daha sonra hiç aramayarak verdiğin umudu hayal kırıklığına dönüştürme."
Hyunjin sinirle bunları söylerken Jaemin'in kafası karışmıştı. "Ne? Sen-"
"Hatırlamayacaksın, aklını zorlama. Ve Felix'i rahat bırak. Onu şu ana kadar elimden gelen her şeyi yaparak korudum. Senin gibi sik kafalı bir göt lalesinin onu üzmesine izin vermeyeceğim." (hYUNJİN SAKİN OL KORKUYROUM)
Hyunjin onu duvardan uzaklaştırıp elini yakasından çekip çenesine yumruk attı. Özellikle yüzüne vurmuştu. Onun güzelliğini mahvetmek istiyordu. Böylece ne Felix'i ne de başkalarını incitemezdi.
Jaemin geriye savruldu. Acıyla inledikten sonra elini çenesine götürdü. Yüzüne bir yumruk daha yedikten sonra ona karşılık verip kaçma arasında kaldı. Ona vuramazdı. Gerileyerek ondan kaçmaya çalışsa da ayağı birbirine dolandı ve yere yığıldı. Hyunjin sırıtarak üzerine çıktı ve ardı ardına yumruklarını geçirdi. Jaemin onu engellemeye çalışıyordu, en azından hasarı en aza indirmeye.
"O benim! Benim dedim! Onu haketmiyorsun! Onun yanında yürüme hakkın olduğunu nasıl düşünürsün? Yavşak-"
"Dur!" Ardı arkası gelmeyen hakaret ve küfürler birdenbire duyulan sesle bastırıldı. Elleri durdu, gözleri kocaman açıldı. Başını kaldırıp sesin sahibine baktı.
"Hyunjin! Sen ne yaptığını sanıyorsun?!" Çantasını yere bırakıp koşarak yanlarına geldi. Hyunjin'i kenara itti. Jaemin'in üzerine eğilip ellerini yüzüne koydu. "İ-iyi misin? Jaemin? Jaemin?!"
Jaemin olumlu anlamda başını salladı. Felix'ten destek alarak kalktı ve duvara yaslandı. Öksürdü, derin derin nefes aldı. Yüzü yara bere içindeydi. Felix o an patlamaya hazır bir bombaydı. Arkasını döndü ve işaret parmağını Hyunjin'e doğrulttu.
"Sen kim olduğunu sanıyorsun? Ben senin değilim! Senin evcil hayvanın falan değilim! İstediğim kişiyle görüşebilirim!" Farkında olmadan ingilizceye geçti Felix. Neredeyse nefes bile almadan bağırıyordu. "Şiddetten nefret ediyorum! Bunu çok iyi bilmene rağmen beni olmayan bir tehlikeden korumak için onu bu hale mi getirdin?! Aptal! Aptal! Aptal! Senden nefret ediyorum! Sen izin vermediğin için senden başka arkadaşım bile olamadı benim. Sebebi ne? Beni koruyormuşsun. Hadi oradan! Sen kendini koruyordun! Beni yanında tutarak..."
Hem Hyunjin hem de Jaemin ona hayretle bakıyordu. Felix derin bir nefes aldıktan sonra sesini alçaltarak devam etti. "Ben sana çok değer verdim. Sen de gerçekten değer verseydin bana yaşattıklarını görebilirdin. Ama bencilliğin kör etti seni."
Arkasını döndü. Jaemin'in yanına gelip koluna girdi. Yürümede zorluk çekmiyordu ancak Felix emin olmak istiyordu. Yalnızca başını çevirdi ve Hyunjin'e son sözlerini söyledi.
"Bana ve benim kararlarıma saygı duymayı öğrenene kadar benimle konuşma." Yerdeki çantasını aldı. Bir kolunda Jaemin, bir kolunda çantasıyla Jaemin'in evinin bulunduğu apartmana yürüdüler.
Hyunjin arkalarından bakakaldı. Dizlerinin üzerine düştü ve sinirinin, kıskançlığının bedeliyle yüzleşti. Daha sonra haykırdı.
"S-senin bu sokakta ne işin vardı Felix?!"
Felix hüsranla başını iki yana salladı. Jaemin'in yaşadığı apartmana girdiler. Hyunjin ayağa kalktı, ayaklarını sürükleyerek, ara sıra öksürerek evine döndü.
---
geri zekalı hala ne saçma sapan konuşuyorsun ya POWRPWIOEIWRPEIRE
eveeet bir numalı kaos buydu, daha neler neler var heyt be
yalnız ben her hafta 2 bölüm yayınlamaya devam etmeme rağmen okunmalar/yorumlar çok düştü. sizin yorumlarınız beni gaza getiriyor bu yüzden nOLUR YORUM YAPIN YOKSA GÜZEL YAZAMAM <31
ŞİMDİ OKUDUĞUN
endless dream// nct dream x skz
Teen Fiction16 genç nasıl oldu da birdenbire bu kadar karmaşık bir duruma düştü? Fizik sorusu çözerken bile bu kadar zorlanmayan Renjun bunu anlamakta fazlasıyla zorlanıyordu. "Hepiniz bir avuç ergensiniz ve fazla değer veriyorsunuz. Ben kütüphaneye gidiyorum."