Hyunjin kapının açıldığını açıldığını duyduğunda derin bir of çekip başını test kitabından kaldırdı. Rahatsız edilmek hoşuna gitmiyordu, kimsenin hoşuna gitmezdi.
"Akşam yemeği yemiyor musun Hyunnie?"
Hyunjin gözlerini devirdi. Abisine dönmeye tenezzül bile etmeyerek sıradaki soruya baktı.
"Yedim." dedi ölü bir sesle. O kadar ki abisi onu tanımasa, sinirlendiğini anlamayabilirdi. İçten içe sövüyor olmalıydı. Ancak abisi olarak bu zor döneminde onun yanında olmalıydı. İçeri girip kapıyı ardından kapattı. Terliklerini sürüyerek yatağına yürüdü, oturup bacaklarını kendine çekti.
"Hyunjin... Zor zamanlardan geçtiğini biliyorum. Felix'le aranızın bozulduğundan haberim var. Ayrıca biriyle kavga ettiğini de duyd-"
"Ne diyorsun sen? Zor zamanlar mı?" Hyunjin'in tepesi atmıştı. Onun abiliğine ihtiyacı yoktu. Onun acımasına ya da yanında olmasına da ihtiyacı yoktu. Sandalyesinde dönüp ona baktı. "Hem ben biriyle kavga etmedim. Birini dövdüm. Arada fark var."
"Tamam. Dövdün. Kaç gündür iyi değilsin, farkında olmadığımı mı sanıyorsun? Ayrı eve çıkarken bütün sorumluluğunu ben üzerime aldım-"
"Ah, olay bu yani? Abicilik oynamak istiyorsun böylece ailem senin sorumluluk sahibi olduğunu görecek ve sonunda araba almana izin verecek." Hyunjin alaycı bir uslüpla konuştu. Jaehyun yumruğunu sıkmış, derin derin nefes alıyordu.
"Lafına dikkat et. Öyle bir şey yok."
"Doğru. Ne demiştin? Bir kızla evlenmek için mi izin alacaktın?" Sırıttı Hyunjin. Abisinden nefret ediyordu. Ancak bir şekilde onunla aynı evde yaşamaya mahkum olmuştu. "Kim seni kabul eder ki? Yavşağın önde gidenisin. Son 3 sevgilin, aldattığın için seni terk etti. Bencilsin ve-"
Jaehyun hışımla kalkıp yumruğunu kaldırdı. Hyunjin korkuyla kollarını siper etti ve saldalyesinde büzüldü. Jaehyun yumruğunu ona indirmek yerine elini gevşetip kendi kafasına koydu. Saçlarını biraz karıştırıp odada volta atmaya başladı. Derin derin nefesler alıp içinden adımlarını sayıyordu. Hyunjin ise aynı şekilde durmuş, kalp atışlarını yavaşlatmaya çalışıyordu.
"Özür dilerim. Artık sana el kaldırmayacağımı söylemiştim."
Hyunjin'in gözleri dolmuştu, belki sinirden belki de az önce yaşadığı ufak çaplı şok yüzünden. Vücudunu gevşetip normal bir şekilde oturdu saldalyesine. Jaehyun ona yaklaştığında elini kaldırıp durmasını söyledi.
"Özür diledim ya. Senin gerçek bir abi olmaya çalışıyorum. Ne kadar çabaladığımı görmüyor musun? Geçmişteki hatalarımı telafi etmeme izin vermiyorsun." dedi Jaehyun.
"Jaehyun. Odamdan siktir olup gider misin?" Jaehyun lafını ikiletmeden odadan hızla çıktı. Mutfağa gidip hazıladığı akşam yemeğini tek başına yemeğe başladı. Az önce yaşananlar yüzünden kendini kötü hissediyordu, boğazında bir yumru vardı ve yediklerini yutmasını zorlaştırıyordu. Geçmişte yaptığı şeyler Hyunjin ile arasına o kadar kalın bir duvar örmüştü ki, ona ulaşması imkansızdı. Ayrıca Hyunjin, bu duvarın yıkılmaması için onu güçlendirmeye devam ediyordu. Artık Jaehyun'u hayatında istemiyordu.
Hala kalbi hızla atmaya devam ediyordu gencin. Zamanında abisinden gördüğü şiddet, ondan nefret etmesini sağlamıştı bile. Sonrasında onun iğrenç kişiliği ve diğer insanlara davranış şekli de gittikçe soğutmuştu Hyunjin'i. Soğumuş olsa bile daha birkaç sene öncesine kadar onun tarafından şiddete uğramaya devam ediyordu. Hyunjin daha fazla yalan söylemek istemediğinden ailesine durumu anlatmıştı. Sokakta yüzünü görmediği birinin değil, Jaehyun'un onu bu hallere getirdiğini itiraf etmişti. Ailesi tarafından Jaehyun'un psikolojik tedavi görmesine karar verilmiş, evden uzaklaştırılmıştı. Bu süreçte Hyunjin sonunda rahat bir nefes alıp huzur içinde hayatına devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
endless dream// nct dream x skz
Teen Fiction16 genç nasıl oldu da birdenbire bu kadar karmaşık bir duruma düştü? Fizik sorusu çözerken bile bu kadar zorlanmayan Renjun bunu anlamakta fazlasıyla zorlanıyordu. "Hepiniz bir avuç ergensiniz ve fazla değer veriyorsunuz. Ben kütüphaneye gidiyorum."