O kadar zor bir süreçti ki bu mimarlık. Gerçekten bazen depresyona teğet geçiyordu hislerimiz. Bu süreçte Berke ve ben birbirimize yeri geldi arkadaş olduk yeri geldi aile yeri geldi takım olduk. Tabii ki depresyona girmemenin ilacı Allah'a sımsıkı sarılmak. Bunu da unutmadık. Her parçası ayrı güzel anılarımız oldu. Gerçekten bu sürede evli olmak çok zordu ama bir yandan da güzeldi. Ailelelerimiz de sonuna kadar destek oldu. Ağır projelerimiz zamanında Nergis anneye hiç yardım edemedim ama o da Allah razı olsun halimden anlıyordu. (Medenilik gerçekten çok başka ve çok saygın bir şey okurlarım)
Bugün mezuniyet törenimiz vardı. Aslında katılmayı düşünmüyorduk Berke'yle ama Ceylin'in ısrarı üzerine katılacaktık. Çok geç vakte kalmayı düşünmüyorduk. Berke'yle hazırlandık. Ayna karşısımda siyah uzun trençkotuma bakıyordum.
Gösterişli değildi hatta her gün okula giderken giydiğim şeydi. Berke:
"Her şeyin içinde nasıl bu kadar güzel olabilirsin?"Ona döndüm:
"Sana ne demeli. Zor ikna ettim seni takım giymemen için."Takım içinde muhteşem göründüğünü söylemiş miydim?
"Hazırsan çıkalım hadi."
Dediğinde son kez unuttuğum bi şey var mı diye kontrol ettim ve çıktık.
Herkes mezuniyet belgelerini aldıktan sonra bölümler kendi aralarında eğlenmeye başladılar. Bazı bölümler alkolde kullanıyordu kutlamalarında. Bizim bölüm çoğu kişinin kararıyla alkolsüz bir yemek gibi planlamıştı kutlamayı. Hep birlikte bir restorana gittik. Yemeklerimizi yedik. Bir ara oyun oynamaya başladık. Kulaklık takılıyken karşındaki kişiye bir kelime anlatmaya çalışıyorsun ya o oyun. Sınıftan bir oğlan sunuculuk yapıyordu güya.
"Veee sayın seyirciler işte dönemimizin efsanesi Berke ve Erna çiftini sahneye çağırıyorum!"
Büyük bir alkış koptu ama bize bayıldıklarından değil bence. Sadece canları eğlenmek istiyordu ve biz büyük ihtimal aynı bölümden evlenen insanlar olarak yıllar boyunca akıllarında kalacaktık. Berke'ye baktığımda o sahneye çıkmaya niyetliydi. Sahne dediğim de masaşarın önü. Ben çok istemesem de gittim onunla birlikte. Berke kulaklığı taktı ve müziğin açıldığına dair kafasını salladı. Bütün sınıf buraya bakıyordu. Bu aslında benimde bu güzel sürprizi yapmam için iyi bir fırsattı.
Berke'nin arkasından bir kelime gösterdi sunucu arkadaş.
Kelime: elmaBen çokta bağırmadan:
"Baba oluyorsun."Dedim. Etraftakiler önce anlamadılar ama sonra baya yüksek çığlıklar koptu. Berke duysa ne diyecekti kim bilir..
"Ne!"
Diye bağırdı. Anlamamıştı. Tekrar:
"Baba""Mama?"
"Baba."
Dedim bastırarak. Etraftan gelen çığlıkları duymamaya çalışıyordum. Sanırım yılın olayı bu olacaktı.
"Baba."
Kafamı salladım. Elimle devamını söylüyorum gibi bir işaret yaptım.
"Ooolluyyorssun."
"Yosun!"
Hayır manasında kafamı salladım.
"O-lu-yor-sun."
"Oluyorsun!"
Kafamı salladım ve devam etti.
"Buldum! Baba oluyorsun!!!!"Sonra duraksadı ve kendine geldi. Kulaklığını çıkardı ve:
"Ciddi misin?"Evet anlamında kafamı salladım. O an herkes salya sümüktü bende dahil.
"Baba mı oluyorum?!"
Diye bağırdı.
Aniden ve sıkıca sarıldı bana. Gerçekten göz yaşlarımı daha fazla tutamayacağım sanırım. Sarılmamız bittikten sonra Ceylin ve Sinan'da gelmişti yanımıza.
Berke sınıfa dönüp:
"Oha olum baba oluyorum lan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş (islami)
Espiritualبِسْــــــــــــــــــــــمِ ﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم "Bana bir şans verir misin?" :"Ne için?" "Hayat arkadaşın olmam için..." bircocukgulusu