13 .bölüm:Davet

326 67 50
                                    

Medya Esin Arık'an

Evine varan Esin kapısını anahtarıyla açıp anahtarı koltuğun üzerine fırlattı.
İçeri girip üzerini değiştirdi. Yarın onun için büyük gündü yarınki davet onun için çok önemliydi. Gardırobun önüne geçip elbiselerine baktı, bir sürü kırmızı elbisesi vardı.

İçinden şarap renginde olan dizinin biraz üstünde ve göğüs dekolteli bir elbiseyi seçti. Yarın kesinlikle bu elbisenin içinde enfes görünecekti.

Özgüveni yüksek bir kadındı aslında, önceden öyle değildi ama abisi ölünce tek kendine yoğunlaşmıştı ve ne kadar güzel olduğunu fark edip her giydiği elbisede güzelliğini ön plana çıkarırdı.

Düşüncelerine dalmışken kapısı çalınmıştı. Elbiseyi gardılobun en köşesine koyup kapıyı açmak için salona doğru yürüdü, kapıyı açtığında ona en zor günlerinde yardım eden, ona hep arkadaş olup destek olan, abisimin yerini aratmamak için yanında duran. kişiyi gördü. Abisi ölünce ona abi şefkatiyle yaklaşan, onun üzgün günlerinde ağladığında gözünün yaşlarını silen, arkadaşını gördü.

Ve ağlamaya başladı arkadaşını, ne zamandır görmüyordu. Ağlayarak boynuna atladı.

"Nerelerdesin sen niye hiç kendini gösterip beni sormuyorsun, pis nankör arkadaş. "Omzuna vurarak söylemişti, arkadaşı acımış gibi yaparak.

"Güzelim senin ellin ne kadar ağır farkındamısın."Ağlaması daha çok şiddetlenmişti, çünkü ne zaman Selim'i görse abisi aklına geliyordu.

"Şşt güzelim yinemi ağlıyorsun. İstersen gideyim bu kadar ağlıyacağını bilseydim gelmezdim. " Geri çekilip yine omzuna yumruk atıp. "Sus ve geç içeri, seni şapşal adam, hem suçlu hem güçlü."

Birdenn asıl suçlu olmuştu bu kadınları kesinlikle anlamıyordu. İçeri geçip kanepeye oturdu. "Bir kahve yapta içelim ayıcıklı, ayıcıklı pijamalarda giymiş benim küçük ayıcığım." Bu lafa sinirlenmesi gerekirken gülümsemişti.

"Ulan bana ayıcığım demeni bile özlemişim. Kahveni yapıp geliyorum. Ne zamandır gelmediğin hesabını sana soracağım unutum sanma." söylene söylene mutfağa girdi.

"Sorarsın güzelim nede olsa bu akşam burdayım. "Bu adam tam bir şapşaldı eğer abisi öldüğünde toparlanıp intikam kararını alabilmişse, arkadaşı sayesindeydi, kahveleri yapıp sehpanın üzerine bıraktı .

"Bu kadar zaman nerelerdeydiniz Selim bey, anlattın bakalım yine hangi kızı tuzağına düşürmek için uğraşıyordun." O Selim o Selimdi dans kursunda tanıştığı ve abisinin ölümüne sebeb olanın kişinin kardeşiydi." Tövbe ben ve kız ayıp günah biliyorsun kızlarla işim olmaz." Esin kahkaha atarak.

" Hadi ordan sırf Belizle olabilmek için kendini bana masum gibi gösterme." Arkadaşı Belizle olmak istiyordu. Ama Esin buna karşıydı çünkü, Selim iflah olmaz bir çapkındı ve Belizi üzeceğini bildiği için hep engel oluyordu, Suratını asan arkadaşına bakıp gülümsedi.

"Kıyamıyorum be sana boynunu bükme. Yarın Belizde gelecek devamı sende, gerisine karışmam sen tavlarmısın yoksa başka bir şeymi yaparsın bilemem.

Selim'in yüzünde güller açtı birden. "Biliyordum, kıyamayacağını yarın o iş bende. Kaç gündür yurt dışındaydım. Biliyorsun şirketin yüzde otuzluk hissesi bende ve bende patronum. İşlerim çıkıyor o yüzden gelemedim. Yoksa ben seni görmeye gelmezmiyim. Peki yarın devreye girecekmisin. " bu konuyu ikisi planlamıştı zaten.

"Bir daha böyle fırsat nereden gelecek tabikide. Yarın Esin Arıkanı ona göstereceğim. Pardon Melek Dinçei diyecektim. " deyip gülümsedi. "Seni deli kız. Yarın abim olacak adam için ve Senin onunla dans etmen için ellimden geleni yapacağım. O adamı şaha kaldır sonrada dımdızlak bırak bebeğim. Ellimden geleni yapacağım o adamdan intikamını alacağız ve tabikide benimde intikamım alınacak.
Ben artık kalkayım yarın uzun ve bence senin içinde ve benim içinde güzel bir gün olacak şakın üzme olumsuz düşünme bebeğim biliyorum bu işi yapacağız."

İkiside ayağı kalkıp birbirine sıpsıkı sarılmıştılar. "Senin sayende. Benim yanımda hep durdun, hep bana destek oldun, söyle senin hakkını nasıl ödeyeceğim. "Pis, pis sırıtarak bir adım geri çekildi. "Beliz ve benim aramı yaparak ödeyebilirsin." Esinde kıkırdayarak. "serseri hadi git şimdi ellimden bir kaza çıkacak." Kapıya doğru geçirip arkadaşını yatak odasına gitti ve yatağına uzandı yarın uzun bir gün olacaktı inşallah mutluda olurdu günün sonunda
...

Sabah gözlerini mutlulukla açmıştı. Bugün büyük gündü ya onun tarihi günü olacak yada batığı gün olacaktı.
Kahvaltısını yaptı günün nasıl geçtiğini bile anlamamıştı, davet için hazırlandı. Davette giyeceği elbisesini tek giymemişti. Davetten sonrada güzel bir parti vardı ve davetiye partiyide kendisi ayarladığı içim hazırlanıp davetin olacağı yere doğru arabasıyla gitti.

Mekana geldiğinde uzaktan mekana baktı, güzel bir yerdi mekanı ayarlayan Serhattı o yüzden mekanı yeni görmüştü.

İçriye girip baktı herşey güzel gidiyordu ve güzel gitmeliydide.
İçeri sadeydi beyaz ve siyah kombinle döşenmişti, masalar ve sandelyeler saatine baktı saat 18:20 geçiyordu. Davetin başlamasına yarım saate yakın kalmışt. Mekanın bir odasına girip makyajını düzelti ve şarap renginde olan elbisesini giymişti, topuklu ayakkabısı siyah ve tabanı kırmzıydı Onuda giyindi ve hazırdı. Serhat'ı arayıp. "Herkes geldimi her şey hazırmı." Herkes geldimi dediği kişi ise ismini bile ağzına almak istemediği kişiydi.

Herkes hazır ve herşey hazırdı, kalbi yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu. İçeriye yavaş, yavaş adımını attı. Serhat konuşma yapıyordu. "Evet hepiniz hoş geldiniz verdiğimiz davette teşrif ettiğiniz için teşekkür ederim. Bugün sizleri kardeşim Melek Dinçer'le tanıştırmak istiyorum." Bakışlar kendisine taraf yönelmişti.

"Meleğim gel şöyle. " Herkesin yüzü ona doğru çevrilmişti. Yavaş adımlarla konuşma kürsüsüne doğru adımladı ve mikrofona doğru eğilerek dik bir şekilde sesinin tonunu ayarlayarak. "Merhaba " dedi ve bir çift gri gözle karşılaştı o gözlere bile tahammül yoktu bakmaya. Bakışlarını başka yöne çevirerek

"Benim adım Melek Dinçer ." Herkes kendisine bakıyordu. Ne söyleyeceğini bile unutmuştu."Daveten sonra partimiz var iyi eğlenceler. Ama bir dansla başlıyalım dedik." konuşma arasına giren Serhattı tamda yerinde girmişti araya çünkü ne diyeceğini bilememişti. birden kürsüden inecekken. "Sana güveniyorum yapacağına Emin'im rahat ol kasma kendini kalk adamı dansa kaldır ve kendini göster bebeğim." dedi Serhat ve yavaşça ikisi kürsüden indi. Arka masalarda Beliz ve Selim'i konuşurken görünce yüzünde bir sırıtma oluşmuştu. Taki ön masada tek başına oturan adamı görene dek yavaşça adamın yanına ilerleyip.

"Dans etmek istermisiniz beyefendi" resmen ilk teklifi kendisi etmişti. "Böyle güzel bir hanımefendiyle tabikide dans ederim. Dansa başlamışlard, birden ensedesin doğru eğilerek Nefesini ensesine üfledi.

"Seni bir yerden gördüğüme eminim, bu güzeliği her yerde görsem tanırım, kesinlikle tanışıyoruz ve, çok güzelsin, ama benden uzak durmalısın, canın yanar güzelim, senin canını yakmak istemem."

Esin onu ne kadar pislik biri olduğunu çok iyi biliyordu. Neredeyse 8 yıl geçmişti aradan ve çok değişmişti daha bir güzel ve kadınsı olmuştu Esin, ama bu lanet herif Esini unutmamıştı. Allah'tan Esin'i tam olarak da tanımamıştı.

Kafasından düşen bir tutam saçı kulağının arkasına koyup konuşmaya devam etti. "Güzelliğine ve masumluğuna heba olur. " Esini kendi etrafında dönderip dansa devam etti."Nerden biliyorsun masum olduğumu." Dedi Esin ve ayağını admın bacak arasına sürterek kendini daha çok adama yapıştırdı. Masum olmadığını göstermek için resmen yapışmıştı adama. "On metre uzaklıktan bile beli oluyor ufaklık bu haraketlerle kandıramazsın kimseyi. " Gri gözleri siyah çalınmıştı adamın." Haha ufaklıkmı emin olun ki ufak değilim masum ise hiç değilim." Dedi ve dansı orda kesip arkasına bakmadan ordan uzaklaştı.

Daha bitmedi davet gençler bölüm bitti sadece. 😉😁

İNTİKAM DANSI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin