ŞEYTANIRRACİM 1

507 6 0
                                    

Üç sene önce, Temmuz ayıydı. Ortalık yine cayır cayır yanıyordu. Vantilatörü kendime çevirip, ölü gibi koltuğa yayılmış, televizyon izliyorudumm. Üniversite 1. sınıfı yeni bitirmiştim. Keyfim yerindeydi. Kendime bakıyordum. Saçı uzatmış, top sakal bırakmıştım. O yazki planım; tatilimi memlekette geçirmekti lakin ev arkadaşım olan Atakan; ikimizin de maddi durumunun iyi olmaması sebebiyle üniversiteyi okuduğumuz şehirde kalıp, çalışmak konusunda beni ikna etmişti.

Ev arkadaşım Atakan'ı tanıyalı 1 yıl dahi olmamıştı ama kırk yıllık dost gibi olmuştuk onunla. Nasıl aynı eve çıktığımızı da anlatayım sizlere... Devlet yurdunda kalıyordum. Atakan'la, aynı odadaydık. Atakan'dan başka iki kişi daha vardı ama biz onunla iyi anlaştık eve çıktık sonra. Aslında her şey bu yanlış kararı vermemle başlamıştı... Devlet yurdunda o kadar iyi, o kadar dürüst olan bu adam, meğerse çok başka taraklarda bezi olan, hayallerimden bile ötede ilimlerle uğraşan biriymiş...

Onunla aynı eve çıkalı; geceleri tuhaf rüyalar görmeye başladım. Ama nedeninin o olduğunu anlayamadım ilk zamanlar... Herneyse; okul biteli bir ay olmuştu. Temmuzun ilk haftasıydı. Alttan dersim kalmadığı için rahattım tabii... Aileme söyledim "... İşte böyle böyle; iş buldum burada. Gelmeyeceğim bu yaz." diye. Eve de okul bitince çıkmıştık yani yani aydır aynı evde kalıyorduk. Bir ay boyunca gece gördüğüm rüyalar hariç, hiçbir anormal durumla karşılaşmadım.

Rakı içiyorduk her gece. Havadan sudan muhabbetler ediyorduk, dertleşiyorduk... Ancak bu bir ay sonunda henüz ne olduğunu kendimin bile anlayamadığım bir gariplik hissediyordum. Açıklayamadığım kötücül bir his vardı içimde. Hislerimde yanılmadığımı; bir gece tuvalete kalktığımda anladım... Yatmadan bununla bira içmiştik; kafam hafif güzeldi. Gidip yattım. Gece kalktım. Acayip susamışım ve acayip de sıkışmıştım.

Tuvalet; koridorun sonundaydı. Arkadaşımın odası, tuvaletin sol tarafına düşüyor. Benim odamsa koridorun diğer ucunda. Çıktım; uyku sersemliği ile koridorda ilerliyorum tuvalete doğru. Baktım sol taraftan sesler geliyor, arkadaşımın kapısının altından duman çıkıyordu. Kapıyı tıklattım; ses gelmedi. Daha yüksek sesle tıklattım yine ses yok. Bunun üzeirne kapıyı kendim atım. Arkadaşım uyuyordu. "Kalk lan! Ne oluyor burada?! Ne yakıyorsun?!" diye bağırdım. Kalktı "Ne yakması?! Ne diyorsun sen?! dedi.

"Bunu benim sana sormam lazım. Kapının altından duman çıkıyordu!" dedim. "Uyku sersemliğiyle yanlış görmüşsündür kardeşim..." filan dedi. Ben de uzatmadım ama bayağı tırsmıştım ve kapının altından da bayağı duman çıkmıştı... Sonra tuvalete gidip, ihtiyacımı görüp, yatağıma döndüm. Sabah geç kalktım; pazar günüydü çünkü. O gece rüya görmemiştim. Atakan benden önce kalkmış, çayı filan demlemişti. Ben de peynir filan çıkarttım dolaptan. Çayı getirip masaya koydu. Sadece "Günaydın." dedi. Hiç konuşmadık kahvaltıya oturana kadar.

Oturduk masaya. Bunda bir haller var... Yani nasıl desem; bana ara ara kaçamak bakışlar atıyordu ama böyle nefret dolu bakışlar. Atakan'a "İyi misin?" diye sordum. "İyiyim." dedi sadece. O geceki olay aklıma takılmıştı. O dumanları ve duyduğum garip sesleri sordum ama yine bilmediğini söyledi. "Belki bilgisayar açık kalmıştır, sesler ondan gelmiştir." dedi. Bu beni daha da büyük bir meraka sevk etti. Çünkü akşam odasında bilgisayar açık değildi, odanın içi kapkaranlıktı... Hem o dumanlar bir şey yakmadan asla tütmezdi.

"Bugün ne yapacaksın Atakan?" dedim. Atakan da "Odama çekilir, dinlenirim büyük ihtimalle." dedi. "Tamam. dedim, dışarı çıktım. Arkadaşlarla sahilde takıldık biraz. Gece saat 23:00 gibi eve gittim ki kabus başlıyordu artık... Kapıyı açmamla şok olmam bir oldu! Bütün odaların lambaları sönük, koridorda mumlar yanıyordu. Işığı açtım; hemen bunun odasının önüne gittim, kapıyı çaldım. Önce ışığı sonra kapıyı açtı.

ŞEYTANIRRACİM (uzun hikaye isteyenlere özel) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin