•X•

6 1 0
                                    

Alarmım çaldığında yatağımdan fırlayarak uyandım. Geç kalmanın verdiği korku hissi bedenimi sarıp, sarmalarken;  yorganı yere fırlatarak yataktan çıktım. Odadamdaki saate baktığımda ise hazırlanmak için geç kalmadığımı anlamam içime su serpilmesine sebep olmuştu.

Dolabıma doğru yöneldim.
Askılıkta olan lacivert bluzumu ve beyaz şortumu çıkarttım. Yatağımın üzerine koyup banyoya doğru koştum. Aynadaki saçlarımı gördüğümde ise  dudaklarımın yukarıya doğru  kıvrılmasına engel olamamıştım.

Güzelce tarayıp, kahküllerimi şekillendirdikten sonra; dişlerimi de hızlı bir şekilde  fırçaladım. Odamdaki küçük banyomdan çıkıp, koşar adımlarla yatağımın üstündeki kıyafetleri alıp hızlıca üzerime geçirdim.
~~~

Hafif bir makyaj yapıp, boynumda olan fuları düzelttim.
Son kez saçlarımı da elimle geriye doğru taradığımda, derin bir nefes aldım. Hazır olduğumu hissedebiliyordum. Arkamdan abim gelerek beni omuzlarımdan tuttuğunda, yine abi öğütleri vereceğini tahmin edebiliyordum.

Aynaya dönük olan yüzümü kendisine doğru çevirmişti, gözlerime dikkatle odaklanıp, bakmayı sürdürdüğünde, Derin bir iç çekti. Dik duruşunu boazarak, omuzlarını hızla düşürdü.

"Senin aslında o küçücük odada sonsuza kadar yaşayıp, yaşlanacağını düşünüyordum Min seo. Ama sen, hayatını değiştirecek olumlu yönde kararlar almayı başardın sonunda güzelim. Çoğu insan belki yıkılırdı, yıpranırdı çıkmazda olduğunu düşünürdü, yaşadığın şeyler kolay değildi tabiki. Ama sen yeniden küllerinden doğmayı başardın. Kaybetmek yaşamın bir parçasıdır. Sevdiğin insanları kaybedersin, en sevdiğin eşyanı kaybedersin, arkadaşını kaybedersin. Ve ya aşkını...
Bunlar herkesin hayatında olacak olan şeyler. Ama önemli olan depresyona girip kenara çekilmek, kaçmak değil. Herşeye rağmen ayak da durabilmek. Ve sende şuanda onu yapmaya çabalıyorsun. Korkak gibi kenara çekilmeyi bırakıyor ve kaybettiğin şeyleri arkanda bırakmaya çalışıyorsun. Seninle gurur duyuyorum güzelim..."

Bakışlarını tavana doğru çevirdiğinde, biraz daha konuşsaydı eğer, bir çocuk gibi ağlayacaktı biliyordum. Duygusal açıdan hep hassastı. İnsanlara ise zayıf yönünü göstermekten nefret ederdi. Tıpkı bende olduğu gibi...

Omzumu patpatlayıp merdivenlere doğru yöneldiğinde koşarak, arkadan kollarımı beline doladım ve başımı geniş olan omzuna doğru yasladım. Bazen gıcık oluyordum, bazen beni çok darlayabiliyordu ama o sonuçta abiydi. Ve ben abimi her türlü her hali ile sevip, ona katlanabilirdim. Bir iki dakika haraketsiz durmanın ardından burnunu çekti. Duygulanmasını anlayabiliyordum. Kız kardeşini böyle görmeyeli 10 yıldan fazla oluyordu.

Belinde olan kollarımı gevşetip açtığında, yavaşça bana doğru döndü. Burnunu çekti ve burukça gülümsedi.

"Hadi güzelim. Jungkook seni bekliyor daha fazla bekletmeden tavşanını, git artık."

Dudaklarım yukarıya kıvrılırken, abim ile düşüncelerimizin bir kere daha ortak olduğunu fark etmiştim. Yanağına küçük bir buse kondurup evden çıkıp ardımdan kapıyı hızla kapattığımda gözlerim karşımdaki siyah porsche'nin önünde durup yaslanmış olan mankenlere taş çıkartacak o erkeğe kaydı.

Tapılası bir yakışıklılığı vardı. Peki bundan haberi var mıydı?

Siyah ceketi, güneş gözlüğü, beyaz bir tişörtü altında ise yırtık bir jean siyah kot pantolonu vardı. Karşıdaki camlarda "evde kalmış olan!kızlar" çıkıp çoktan çocuğu süzmeye başladıklarında gözlerimi devirmeden edememiştim.

Spor ayakkabılarımın bağıcığını bağlayıp, Jungkook'a doğru ilerlediğimde; gözünde olan gözlüğü indirip bana bakmış ve  baştan aşağıya süzmeye başlamıştı.

Kaşlarını çattığında üzerindeki ceketi çıkararak omuzlarıma yerleştirdi.

"Hadi ama Min seo! Etraftaki bir sürü erkek seni böyle görecek farkındasındır umarım. Değil mi?"

Olumlu anlamda kafamı salladım.

"Evet Jungkook. Ama bunda yanlış olan ne pek anlayamadım."

Arabaya doğru ilerleyip kapımı açtığında, derin bir nefes aldı.

"Sorun şu güzelim. Ben sert bir patron olduğum kadar, yanımdaki kıza baktıklarında ise çok daha sert bir erkek olurum! Ve bugün sanırım katil olcağım..."

Hafif kıkırdadığımda arabaya bindim. Jungkook'un çatık kaşları biraz olsun düzeldiğinde hafiften rahatlamıştım. Umarım zor bir gün geçirmezdik...
~~~




TAKİP, VOTE VE OKUMA İSTİYORUM LÜTFEĞĞĞNNN










PlayerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin