•XII•

13 1 0
                                    

                                 ~12 yıl önce~

Yazarın anlatımından...

Küçük kız saçlarında olan kurdaleleri minik elleri ile  teker, teker yine ve yine özenle düzenledi. Kötü görünmek istemiyordu. Bugün soğuk olan tavırlarını ve insanlardan uzakta tek olmaktan vazgeçecekti. Kendine yeni bir arkadaş edinip onu hiç bırakmayacaktı. Belki bütün senesi, çocukluğu, genç yılları onunla birlikte geçecekti kim bilir? Küçük elleri ile merdiven korkuluğuna tutunarak; yavaşça aşağı indi. Annesine küçük bir öpücük verdikten sonra evden çıktı ve servisine bindi. Minik kalbi heyecenla yerinde durmaksızın atıyordu. Neden bu kadar heyecanlıydı? Kendiside bilmiyordu...

Servisten inip hızlıca okuluna koştu. Ama bir sorun vardı. Her zamanki sırasında başka biri oturuyordu. Kaşlarını çattı o sırasına yeni arkadaşını oturtacaktı. Ne diye bu çocuk oturmuştu ki? Çantasını sırasına koydu. Ve yanında uyuyan küçük masum çocuğu dürtükledi.

"Hey! Kalksana yerimden ya!"

Yanındaki siyah saçlı minik çocuk bir türlü uyanmak bilmiyordu. Uykusu çok derin olmalıydı. Sınıfa öğretmen girdiğinde küçük kız yanındaki minik bedeni takmamaya çalıştı. Tüm sınıf ayağa kalkıp öğretmeni selamladığında; küçük kız öğrtemeninden gözlerini çekerek yanındaki çocuğa baktı. Kalkıp selam bile vermemişti. Göz devirerek yerine oturdu ve güzelce dersini dinlemeye başladı...

Küçük kızın beklediği teneffüs anı sonunda geldiğinde üzerindeki kıyafeti düzenledi ve karşı sıradaki kızların yanına doğru yol aldı. Boğazını temizledi orada bulunduğunu göstermek istercesine. Diğer kızlar sırada oturan kızın başından kenara çekildiğinde; sırada oturan minik kız kaşlarını çatarak baktı.

"Ah şey ben Min seo... tanışalım mı?"

Minik ellini öne doğru uzatarak karşısındaki bedene baktığında; sarı saçlı küçük kız alayla gülmüştü.

"Tanışmak mı? Ah hiç gülesim yoktu! Sınıftaki herkes öcü gibi olduğunu düşünüyor."

Sarı saçlı kız ve yanındaki kızlar gülmeye devam ederken; Min seo'nun gözleri dolmuştu. Sınıftaki tüm bakışlar onlara döndüğünde ise, oradan ayrılmaya bile utanıyordu.

"Ne bekliyorsun gitsene! Seni kimse istemiyor burada!"

Minicik elleri ile yüzünü kapatıp ağlamaya başladığında omzuna küçük bir el dokundu. Korku ile irkildi.

"Hiçbir yere gitmiyor! Iseul hani iyi bir kız olcaktın?"

Sırada oturan küçük saçlı sarı kız, Korku ile hızla ayağa sıçradı. Bu kız yüzünden Tae'yi kaybedemezdi.

"A-ama Tae... biz ondan korkuyoruz."

Siyah saçlı çocuk sinirle soludu. Min seo'yu kendine doğru çevirdi ve ellerini yüzünden indirdi. Tatlı tombul yanaklarındaki ıslaklığı hızla silip küçük bir buse kondurdu.

"Sen sevmeyeblirsin ıseul. Ama bu kız benim inatçılığıma rağmen, yanında oturmama izin verdi. Şu dakikadan sonra benim en iyi arkadaşım. Hatta senden bile!"

Sarı saçlı küçük kızın sinirden gözleri dolduğunda; koşarak sınıftan ayrıldı arkasından ise tüm sınıf bakakalmıştı. Kimse Tae'den bunu beklemiyordu.

Min seo karşısındaki siyah saçlı çocuğa baktığında ilk kez onun doğru biri olduğunu hissetti. Hızla ona sarıldığında küçük çocuk ise belinden kavrayıp sarılmasına karşılık verdi.

İkiside kalbinin derinliklerinde hissediyordu. Çok iyi arkadaş olacaklarını...

                           1 hafta sonra...

PlayerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin