Hinny (Kısa Hikayeler)

Kahve

" Eger Harry ve Ginny muggle olsalardı tanışma hikayeleri nasıl olurdu?"

Bu farklı boyutlardaki hayatlar çok hoşuma gidiyor ve bir tane daha denemek istediğime karar verdim.

Umarım hoşnuza gider :)

Keyifli Okumalar...

..............................................,......................

Normal insanların hafta sonunda aileleri veya arkadaşlarıyla kaliteli  zaman geçirebilecekleri saatleri olurdu. Onlar alışveriş merkezlerinde, kafelerde yahut şanslıysa cuma akşamında bir bara girip pazar sabahını sevgililerinin kollarında kapatırlardı.

Ama Harry kahrolası Potter için bu durum tamamen hayalden ibaretti.
En başta belirttiğimiz gibi normal insan özelliklerine sahip bir adamdı fakat normal bir patrona sahip değildi.

Çalıştığı pazarlama şirketinin sahibi Lucius Malfoy, tam anlamıyla Harry e yaka silktiren bir patrondu. Aylarca önüne sunduğu sayısız sunumun hepsine burun kıvırmıştı. Harry en sonunda pes edip biraz da adamın egosunu tatmin etmek için yeterince iyi olmadığını, ürünü alıcı şirkete sunması için başka bir çalışanı görevlendirmesini önermişti. Malfoy ise şaşırtıcı şekilde bu teklifi kabul etmişti. Harry, geçireceği haftasonun hayalini kurarak cuma sabahı işine yüzünde kocaman bir gülümsemeyle adım atmıştı. Ne varki bu gülümseme Malfoy un odasına çağrıldığında tamamen kayboldu çünkü adam ona pazartesiye yetiştirme zorunda olduğu yeni bir ürün sunumu vermişti.

Haftaya pazartesi değil, üzerine basa basa bu pazatesi bitirmesini gerektiğini belirtmişti. Ve Harry biliyordu ki itiraz etme lüksü yoktu. Buna kalkışacak dahi olsa kendinin kapının dışında bulurdu.

Lanet herif.

Lucius Malfoy ünlü bir iş adamı olmasına karşın karakteri beş para etmez bir insandi. Eğer gerçekten bu işe ihtiyacı olmasa o adamla bir dakika bile aynı ortamda kalmazdı.

Bu Londra'ya taşındığından beri girdiği en iyi maaşlı işti. Bir önceki çalıştığı şirket sigortasını yatırmaktan bile acizdi. Digerinden bahsetmek bile istemiyordu. Işi aldıktan bir hafta sonra patronu aldattığı kocası tarafından basıldı. Verdiği tazminat epey yüklü olacaktı ki şirket kısa sürede battı.

Gelecek için kurduğu planlarda para oldukça önemli bir yere sahipti ve Lucius Malfoy gibi insanlara katlanmak zorundaydı. Diğer çalıştığı şirketlere göre adamın uyuzluğu hariç iki aydır her şey oldukça iyi gidiyordu aslında. Ve Harry böyle kalmasını diliyordu.

Hafta sonu şehrin dışında yaşayan anne ve babasını görmeyi planlamıştı.
Annesinin doğum günüydü ve aile arasında küçük bir kutlama yapacaklardı. Onlara işi yüzünden katılmayacağını söylediginde her ne kadar neşeli sesiyle belli etmemeye çalışsa da telefonun diger ucundaki annesinin üzüldüğünü fark etmişti.

Harry - her ne kadar imkansız görünse de- bir şekilde erteleyebilecegini söylemeye çalışmıştı ama annesi itiraz etmişti.

Bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum tatlım, basit bir parti için hayallerinden vazgeçemezsin, demişti Lily Potter.

Harry e göre basit bir parti degildi. Insan her gün 47 yaşına girmiyordu.
Bir kez daha eline patronundan nefret etmek için lanet olası bir neden geçmişti.

Şirket ürünü kabul etse iyi olurdu çünkü Harry nin bundan başka tutunabilecegi bir neden yoktu.

Keyifsizce kaldırımda yürümeye devam etti. Elindeki dosya çantasını caddenin tam ortasına atmamak için büyük bir çaba sarf ediyordu.