Hinny (Kısa Hikayeler)

Mr. & Mrs. Potter

" Başlıktan da anlaşılacağı üzere konuyu zaten anlamış olmalısınız...

Evet. Evet o :)

Bu seferki hinny kurgumuz Mr.&Mrs. Smith filminden uyarlamadır. Eski ve oldukca bilinen bir film, bu yüzden hepinizin keyif alacağını uymuyorum.

Normalde asıl HP dünyasından bir bölüm yazmayı planlıyordum fakat ilhamın ne zaman geleceği belli olmuyor. O kadar film için AU lar yazmışken bunu yapmazsam olmazdı :)

Sizi bol aksiyonlu, bol eğlenceli ve bol aşklı bir bölümle başbaşa bırakıyorum.

Keyifli Okumalar...

Not: Bölümdeki tüm ilişki sahneleri sevgili Pickett- e ithaftır 😬😂

Uyarı: Şiddet ve +18 içerik içerir.

......................................................................

" Bir tane daha efendim?"

" Lütfen."

Harry, tezgaha bırakılan meyve kokteylini eline alırken başıyla barmene teşekkür etti. Bardağı dudaklarına gotürüp aldığı her yudumun keyfini çıkardı.

Boracay adlı, Filipinlerdeki bu adaya iş için gelmiş olmasına rağmen içinde orada sonsuza kadar kalmak gibi karşı konulmaz bir istek vardı. Otel şıktı, yemekler iyiydi ve müşteriler fena sayılmazdı. Kadınları da güzeldi... Ne yazık ki bu ancak fikirle sınırlı kalabilirdi.

Onun gibi adamların hayatında ne eğlenceye ne de kadına yer yoktu. Hayır, bu patronunun koyduğu bir kural değildi. Vakit yoktu.

Gözlerini kapattı. Sadece bir anlıgına, sadece o güzel bir anlığına iki saat sonra sahilde patlayacak olan bombayı değil de sıradan bir turist olduğunu hayal etmek istedi.

Bir yanlış anlaşılma olmasını istemezdi, işini elbette seviyordu. Fakat sadece-

Barın yanındaki camdan kapı gürültüyle içeri savruldu. Siyah üniformalı, yerli gibi görünen beş silahlı adam aniden içeri daldı.

Harry gözlerini araladı, bardağını tezgahın üzerine bıraktı.

Eh, bari bir dakika dolsaydı...

Hayal kurmak için de vakti yoktu anlaşılan. Harry elbette onu aradıklarını anlamıştı, ihbar üzerine burada oldukları aşikardı. Adamlar turistlerin arasında dolaşıyor, Filipince bir şeyler söylüyorlardı.

Öylece kapıdan koşarak çıkmazdı elbette, bu fazla şüphe çekerdi. Kalın kaşlı bir tanesi silahıyla yanına yaklaşırken rahat davranmaya özen gösterdi. Ona sinirli sinirli bir şeyler emretti fakat Harry nin ne dedigi konusunda bir fikri yoktu.

" Seni anlamıyorum dostum."

Adam aynı cümleyi bir kez daha tekrarladı.

" Yanlız başına gezen turistleri topluyorlar." Barın arkasındaki genç onu bilgilendirdi. " Sana yalnız olup olmadığını soruyor."

Harika(!)

Harry başını iki yana salladı. " Hayır, sanmıyorum."

Silahlı adamın, arkasındakilere bir şeyler söylediğini gördü. Harry nin ne dediğini anlamak için Filipince bilmeye ihtiyacı yoktu çünkü çıkarılan kelepceyi çoktan görmüştü.

Başka çaresi yoktu, arka cebindeki silaha uzandı fakat tam o sırada, başka bir grup üniformalı adamın iki kolundan tuttukları kızıl saçlı bir kadını içeri doğru sürüklediklerini gördü.