Yarın

3.1K 121 235
                                    

" Hortkuluk avı esnasında Ginny ve  Harry nin birbirlerini görebilme şansları olsaydı ne olurdu?

Keyifli Okumalar...

Not: Zaman ve mekanda farklılıklar olabilir. Zaten bu duruma aşinasınız fakat yine de belirteyim dedim :)

.....................................................................

Harry, Hermione nin öfkesinin o gece dinmesini beklemiyordu ve bu yüzden onun pis bakışları,
manalı sessizliklerle iletişim kurmayı ertesi sabaha kadar sürdürmesi Harry i şaşırtmadı. Ron da Hermione etraflarindayken olabildikçe üzgün görünmeye gayret etti.

Aslında üçü bir aradayken, Harry kendini az katılımı olan ve yas tutulmayan bir cenazede gibi hissediyordu. Harry ile yalnız kaldıkları nadir zamanlarda, her ne kadar (su aramak ya da orman derinliklerinde mantar aramakta olsalar da) Ron arsız bir şekilde mutlu olmaya başladı.

" Biri bize yardım etti." diyordu sürekli. "Biri o ceylanı gönderdi. Biri bizim tarafımızda, bir Hortkuluk gitti, abi!"

Madalyonun yok edilmesi cesaretlenmelerine neden olmuştu. Harry iyimserdi, ani yapılan atakların başarılı olduğuna emindi.

Hermione‘nin somurtkanlığı kaygısız ruh hallerini bozamazdı; aniden dönen talihleri, gizemli bir şekilde ortaya çıkan ceylan, Gryffindor kılıcının bulunması ve bunlardan daha önemlisi Ron un geri dönüşü Harry i o kadar mutlu etmişti ki sırıtmasını engellemesi oldukça güçtü.

Çalılar boyunca, Hermione den uzaklaşarak ilerlediler.

" Harry… Onun Dumbledore olabileceğini mi düşünüyorsun?"

"Dumbledore ne?"

Ron biraz utanmış görünüyordu fakat alçak bir sesle ekledi. " Dumbledore… ceylan? Yani," dedi Ron Harry‘i, göz ucuyla izliyordu, "Gerçek kılıç ondaydı, öyle değil mi?"

Harry onu yargılamadı. Dumbledore un onlara geri dönmüş olma fikri, onları izliyor olması, onlara tarif edilemeyecek kadar güven veriyor olacaktı. Harry başını iki yana salladı.

"Dumbledore öldü." dedi Harry. "Ölürken gördüm, cesedini gördüm. O kesinlikle gitti. Herneyse, patronusu bir anka kusuydu, ceylan değil."

"Ama patronuslar değişebilirler, değil mi?" dedi Ron. "Tonks unki değişti, öyle değil mi?"

" Evet ama Dumbledore yaşıyorsa, neden kendini göstermesin ki? Neden sadece kılıcı bize göndersin?" dedi Harry.

"Bilsem." dedi Ron. "Sana kılıcı hayattayken vermemesiyle de aynı neden değil mi? Sana Snitchi ve
Hermione ye o çocuk kitabını bırakmasıyla aynı neden değil mi?"

"Hangi neden?" diye sordu Harry, Ron un yüzünde çaresizce cevap arayarak. Çünkü her ne ise bunu kendi de bilmek istiyordu.

"Bilmiyorum." dedi Ron. "Kafamın takıldığı bazı zamanlarda bazen onun bize güldüğünü ya da daha fazla zorlaştırmak istediğini düşünüyordum. Ama, artık öyle düşünmüyorum. Bana Püfürü verdiği zaman ne yaptığını biliyordu, öyle değil mi? O-o yani.."  Ron‘un kulakları parlak kırmızıya döndü ve birden ayağının yanındaki çim toprağa vurmakla ilgilenir oldu, "Sizin yanınızdan ayrılacağımı biliyor
olmalıydı."

"Hayır." diye düzeltti Harry. "O senin her zaman geri dönmek isteyeceğini biliyor olmalıydı."

Ron mutlu ancak utangaç göründü. Harry muhabbeti bir nebze olsun değiştirmek için "Dumbledore dan konu açılmışken, Skeeter ın onun hakkında yazdıklarını duydun mu?" dedi.

Hinny (Kısa Hikayeler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin