Hinny (Kısa Hikayeler)

Malikane (3)

Eh, açıklamaya gerek yok. Hepiniz neyin geleceğini biliyorsunuz :)

Keyifli Okumalar...

......................................................................

 " Günaydın." 

Kızıl saçlı kadın adama parlak bir gülümseme verdi. Dudaklarına küçük bir öpücük verirken " Ne zaman geldin?" dedi.

Harry saatini kontrol etti. " Err, altı belki yedi? Açıkçası pek kontrol etmedim. Zaman su gibi geçiyor."

Ginny elindeki kitabı kapatıp bir kenara bıraktı. " Bütün gece evde değildin, hareketli bir gece oldu anlaşılan?" 

" Tahmin bile edemezsin." Kuzguni saçlı adam uzunca iç geçirdi, kendini Ginny nin karşısındaki koltuğa bıraktı. " Kahvaltıyı kaçırdım, öyle değil mi?" 

"Sen uyanmadan önce Rose dan senin için bir şeyler hazırlamasını istedim. Birazdan hazır olur." dedi Ginny.

" Sen bir meleksin." 

Ginny gülümsedi. " Biliyorum." dedi ve ekledi. " Ee, anlatmayacak mısın?" 

Harry " Neyi?" 

" Sen ve Sirius un neler karıştırdığını elbette. Londra nın en tanınan dedektifinin yanında çalışıyorsun. Eminim bana anlatabileceğin ilginç şeyler vardır."

" Oh, şey evet." dedi Harry, koltuğunda daha dik oturdu. " Her zamanki şeyler aslında, bir cinayetti. Koşuşturmaca, Sirius un tuhaflıkları ve eee Sirius un tuhaflıkları." 

Eğer Harry ile evli olmasaydı cinayetten bahsediş tarzını garipserdi fakat Sirius ile o kadar çok cinayet vakası çözüyorlardı ki artık Ginny e de tuhaf gelmiyordu. Sanki bütün katiller Londra da suç işlemek için anlaşmış gibiydi. " Çok kötü. Kurban kimmiş?" 

" Bunu sana söyleyemem tatlım." dedi Harry, " Bu sefer müşteri olayın gizli kalmasını istiyor. Eee, en azından katilin kim olduğunu bulana kadar."  

" Oh, pekala sorun değil." dedi Ginny, şaşırmıştı. " Öyleyse katil hala dışarıda bir yerlerde?" 

" Malesef." dedi Harry, gözlüklerini çıkarıp camlarını gömleğinin kenarıyla sildi. " Fakat endişelenmene gerek yok, Sirius birkaç güne çözecektir." 

Ginny " Ben bütün gece ortalarda görünmeyince Sirius un vakayı çoktan çözdüğünü düşünmüştüm." 

Harry " Sirius u biliyorsun, o tuhaf beyninin ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Üstelik konu şey olunca-" 

" Ne olunca?" 

Salondan içeri çalışanlarından Rose girdi, Harry koltuğundan hızla kalkıp masaya bırakılan tepsinin yanına gitti. " Agh, kurt gibi açım! Teşekkürler Rose." 

" Arzu ettiğiniz başka bir şey var mı?" 

" Bana bir fincan çay getirebilirsin." dedi Ginny, kadın dışarı çıkarken o da masaya çoktan yerleşen Harry nin yanına oturdu. " Şu önemli konu da ne?" 

" Hiç önemi yok." dedi Harry basitçe, yumurtasını çatalladı. " Her gün yeterince gizeme katlanıyorum. Biraz daha normal şeylerden bahsetmeyi tercih ederim. Senin günün nasıldı?" 

" Aynı." dedi Ginny, Harry nin sürekli konuyu değiştirip durması onu rahatsız etse de üzerinde durmamaya çalıştı. " Bir mürebbiyenin günü nasıl geçiyorsa öyle." 

" Eğer o hikayenin içinde çocuklar varsa sıradan değildir." dedi Harry.
" Bana en son kelimeleri tersten yazan bir çocuktan bahsetmiştin. İsmi neydi?"