harry styles- adore you
" Bundan emin misin? Yakası biraz açık değil mi..." Taehyung aynada kendini inceliyor, arkasını dönüyor ve emin olamadan kendine bakıyordu. Jimin çıktıkları alışverişten bir sürü şeyle çıkacaklarını biliyordu fakat bu kadar olacağını tahmin edemiyordu. Çift kişilik geniş yatağın üstü tamamen kıyafet doluydu ve seçmek epey zor olmuştu. Taehyung üzerine tam oturan siyah bir kot giymişti. Üzerine de parlak gri tonlarında yakası epey açık bir gömlek giymiş, Park Jimin'in kendisi için aldığı takılar yardımıyla göğsünü gümüş kolyelerle kaplamıştı. Jimin saçlarının bir kısmını toplamış, gözlerinin bitiş noktasına çok hafif, dumanlı bir makyaj yapmıştı. Kim Taehyung gerçekten harika görünüyordu. " Saçmalama. Ben yaptığım için demiyorum ama seni içinde gördüğüm en iyi kombin bu."Bu sırada Taehyung'dan emin olmuş, kendisi için seçtiği hafif bol siyah pantolonu bacaklarından geçirmişti. Seçtiği gömleği giyip, aynanın önüne oturduğunda arkasındaki Taehyung ile takım gibi olduğunu görüp kıkırdamıştı. Onunla birlikte hazırlanmayı özlemişti. Masanın üzerinde dağınık bir şekilde alkol şişeleri vardı, odada rahatlatıcı şarkılar çalıyordu. Etraf darmadağın olmuş, her yere malzemeler saçılmıştı. " Şu kolyelerden takmalısın." demişti Taehyung eline aldıklarını Jimin'e uzatırken. Jimin kafasını sallayıp kolyeleri dikkatle boynundan geçirip karışık görüntüsünü düzeltmişti. Ten makyajı yapıp hafifçe gözlerine makyaj yapmıştı. " Hazırım." demişti aynada kendini inceleyip çıkardığı sonuçtan memnun olarak. " Daha zamanımız var mı?"
" Bir saatimiz var." Jimin ayağa kalkıp dağıttıkları kıyafetleri dikkatlice katlamaya başlamıştı. " İyi, biraz buraları toparlayalım."
Taehyung ona katılıp eline aldığı bir pantolonu katlayıp kenara koymuştu. Yatağın üzerinde Jimin'in telefonunu gördüğünde kafasını kaldırıp Jimin'i incelemişti. " Namjoon hyungla konuştunuz mu?" Jimin kafasını olumsuzca sallayıp büyük bir özveriyle işine devam etmişti. " Dertlerini yanındaki insan yerine ondan kıtalarca uzakta olan birine anlatıyorsa belki de konuşmamıza gerek yoktur. Belli ki sorun iletişim değildir."
" Jimin, sen de beni aradın." Jimin sinirle elindeki bırakıp sertçe Taehyung'a bakmıştı. " Ama ben problemi çözmeye çalıştıktan sonra yaptım bunu Taehyung. Fakat Namjoon yüzüme dahi bakmadı. Benim de bir gururum var herhalde."
" Jimin Hoseok hyungla seni ayırıyor olsaydı onunla aynı evde yaşamazdın. Namjoon'un sana söyleyemeyeceği bir sorunu olmasın?" Jimin bu seçeneği hiç düşünmediği için birkaç saniye orada bunu düşünmüştü. Tanrı aşkına, Hoseok'a söyleyip ona söyleyemeyeceği ne olabilirdi ki? " Çok saçma. Anladık Hoseok'la gruptan önce de arkadaşlardı fakat ayrımcılık yapacak farklı değildir herhalde?"
" Hayır Jimin." demişti esmer olan elinde kalan son tişörtü katlarken. " Sorun sen olmayasın?" Bunu dile getirmemek adına oldukça fazla uğraşsa bile, bu sorusu başından beri Jimin'e mantıklı gelen tek geçerli madde olmuştu. Bakışları donmuş, yavaşça yatağın üzerine oturmuştu. Bir kolunu geriye yaslayıp gövdesini geriye döndürmüş, eliyle saçlarını çekiştirmişti. " Tabii ya. Böyle olmalı." Birkaç saniye sessizce orada oturunca Taehyung onun yanına çökmüş, elini onun elinin üzerine koymuştu. " Jimin... Bu sadece bir olasılık."
" Taehyung ben kötü bir şey yapmadım ki. Etrafı topluyordum, yemek yapıyordum. Onun da seveceği şeyler yapmak için uğraşıyordum hatta. Ben onu üzecek veya bıktıracak bir şey yapmadım."
" Hey,hey." Taehyung kendisinden çok daha küçük olan bedeni göğsüne doğru bastırıp kollarını sıkıca onun etrafına sarmıştı. " Böyle üzüleceğini bilseydin bunu söylemezdim. Eminim senin davranışların yüzünden değildir. Onu rahatsız edeceğini sanmıyorum. Kafa dağıtmaya geldik buraya." Ayağa kalkıp onun kolundan çekmişti. " Hadi artık çıkalım buradan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss me | nammin ✔️
FanfictionBTS grubu dağıldığında herkesin bir planı vardı. Park Jimin ve Kim Namjoon hariç. " Cesaretin varsa beni öpersin." special thanks to @guchiweeb