lost on you - lewis capaldi
liability - lorde
why won't you love me - 5SOS
everything i wanted - billie eilishbu fice yazdığım en uzun bölümdü, birçok şey var bu bölümde ve diğer bölüm biraz hareketlenecek her şey. ooo yüzden lüüüüüütfen yorumlarınızı esirgemeyin. lüüütfen🥺 iyi okumalar✌🏻😔
" Saçmalama." demişti Jimin kıkırdayarak. Bir yandan tezgahın üzerinde duran kadehinin alt kısmıyla oynuyor, bir yandan da Seokjin''in kendine yemek yapmasını izliyordu. Yapacakları geri dönüş yüzünden yine hepsi yurtlarında toplanmıştı, ev uzun süre sonra ilk defa kalabalık ve gürültülüydü. " Ne yapıyorsun hyung?"Taehyung eğilerek yemeği kokladıktan sonra yüksek sandalyelerden birine oturmuş ve uzanarak dolaptan kendine soğuk bir su almıştı. " Sabah neredeydin sen? Kahvaltıda yoktun."
" Prova yapmaya gittim. Hoseok hyung dün gece düzeltmem gereken yerler olduğunu söylemişti." Dün gece uzun bir süre prova aldıktan sonra eve geldikleri an kendilerini odalarına atmışlardı, herkes öğleden sonra uyanmıştı. Taehyung ortalıkta yoktu, yine.
" Ne gerek var ya bu kadar kasmaya." diye mırıldanmıştı Seokjin. " Gayet iyiydin, hata yapsan bile bu artık bir problem değil. Hala öğrenemediniz mi?"
" İyice yaşlandın sen ha." demişti mutfağa giren Jungkook, kollarını oturan Taehyung'un omuzlarından boynuna doğru sararak. Ona sarılmış ve kafasını omzunun üzerine yerleştirmişti. " Konuşuyor yaşlı yaşlı."
" Velet." Seokjin elindeki tahta kaşığı ona doğru fırlatmıştı. Taehyung kaşığı yakalayıp gülerek masaya geri koyduğunda Jungkook bu sefer hyungunun saçlarına parmaklarını sokmuş, dalgalı tutamlarıyla oynamaya başlamıştı. "Çok yılışıksın bugün Kookie. Ne bu haller?"
Jimin'in sorusuyla omuz silkip Taehyung'a sarılmayı kesmiş, bunun yerine onun yanındaki sandalyeye oturmuştu. " Sevilmek isteyen tarafımdan kalktım."
" Ne yapıyorsunuz hepiniz burada?" demişti Hoseok elindeki boşalan soda şişesini çöpe atarak. " Yemek mi yapıyorsun?"
" Evet." demişti Seokjin onu omzuyla ittirerek. Ardından sıcak tenceredeki suyu boşaltmıştı. " Kendime." Hoseok bu sefer her zaman çıkardığı tatlı sesleri çıkartarak tenceredeki yemeğe doğru kolunu uzatmıştı. " Hadi ya kilo verdim iki günde zaten. Bir şeyler yemem gerekiyor."
" Akşam oyun oynayalım." demişti Taehyung Jungkook'a dönerken. Bir yandan elindeki bilekliğin düğüm olan ipini çözmeye uğraşıyordu. " Uzun zamandır oynamadık."
" Akşam birilerine sözüm var. Evde olmayacağım." Birbirleriyle boğuşan Seokjin ve Hoseok sakinleşmiş, karşılarıma oturmuşlardı. Önlerindeki tabaklara sos sıkmakla meşguldü. " Kim o birileri?"
" Bizimkiler işte." diyerek her zamanki arkadaş grubuyla olacağını kast etmişti. " Siz bu gece Hobi hyungla oynayın, o da sabah sordu. Ben size sonra katılırım."
" Boşver." demişti Taehyung oturduğu yerden kalkıp masadaki telefonu cebine atarken. " Uyumaya gidiyorum. Jiminie beni uyandırırsın değil mi?" Kadehinin dibindeki içkiyi diklemeye uğraşan Jimin eliyle olumlu bir işaret yapmış ve boşalan kadehi geri doldurmuştu. " Namjoon odasında şimdi, çok ses vardır odanda. Yoongi hyungun yanına git."
" Rahatsız etme onu yorgun. İstersen benimkine git." Hoseok'un son sözleri söylemesiyle göz devirip merdivenleri çıkmaya başlamıştı Taehyung. Dedikleri gibiydi, Namjoon'la yan yana olan odasında epey ses vardı. Hoseok'un odasına gitmek istemediğinden diğer odalara en uzak olan odaya girmişti. " Hyung?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss me | nammin ✔️
FanfictionBTS grubu dağıldığında herkesin bir planı vardı. Park Jimin ve Kim Namjoon hariç. " Cesaretin varsa beni öpersin." special thanks to @guchiweeb