yorumlarınız beni o kadar motive etti ki hemen bölüm yazdım <3 son birkaç bölüm ve 10k olmak üzereyiz. umarım bundan sonra farklı ficlerde de görüşürüz neyse güzel bi bölüm oldu🥺
" Heyecanlı mısın hyung?" demişti Jimin uzanıp yakasındaki küçük tüyü alırken. Seokjin galaya yalnız giriş yapmak yerine eski grubunun üyeleriyle giriş yapmayı tercih etmişti, o yüzden hepsi bir aradaydı. Aslında hepsi biraz heyecanlıydı, Seokjin için önemli bir gün olmasının dışında ayrılıklarından sonra hep beraber bulunacakları ilk yerdi burası. Hepsinin ayrı bir gerginliği vardı.Jungkook gelmekte olan geri dönüşü için heyecan yapıyordu, bir yandan ortada Taehyung'la küs olduğu iddiaları dönüyordu. Bu doğru olsa bile insanların bunu bilmesi çok daha kötüydü. Bu dedikoduların bir an önce sona ermesi için elinden gelenin en iyisini yapacak ve istediği gibi olması için çabalayacaktı.
Namjoon ve Jimin birbirlerine en uzak noktayı seçip oturmuşlardı, bir anda nerede olduklarını unutup yakınlaşmaktan korkmuşlardı. O ikisi de epey gergindi. Taehyung ve Hoseok ise göz göze geldikleri an Taehyung nefes alamadığını hissediyor, dudaklarını birbirine bastırıp dışarıyı seyretmeyi tercih ediyordu.
Şu durumda kendini en rahat hisseden Yoongi'ydi, Seokjin'i rahatlatmak için onun kafasını dağıtmaya uğraşıyordu. Her zamankinden farklı bir yolculuk olsa bile yine de bir arada olmak güzeldi. On beş dakika sonra galanın olacağı mekana geldiklerinde Jimin ilk önce çıkıp sanki bir korumaymış gibi elini kulağına bastırmış, kapıyı açarak Seokjin'in geçmesini beklemişti. " Aptal." diye mırıldanmıştı Jungkook kıkırdayıp kırmızı halının gerisinde dururken. İlk önce Seokjin'in geçmesi için anlaşmışlardı. " Utanıyorum sizden."
Sevgi dolu bakışları ve gülen yüzü bunun tam aksini gösterirken kameraların karşısına geçmiş, yaş aldıkça daha yakışıklı olan yüzüyle poz vermişti. Birkaç pozdan sonra kenarda onu bekleyen arkadaşlarını çağırmıştı. Bir yandan teker teker poz veren üyeler Seokjin'in yanına toplanmış ve uzun süre sonra ilk defa yedisi birden fotoğraf çekinmişlerdi.
Birkaç dakika sonunda içeriye girmeyi başardıklarında, Seokjin dışındakilerin pek de aşina olmadığı insanlar onları karşıladıklarda hepsi kibarca onlarla tanışmıştı. " Hyung kaç yıldır fotoğraf atmadığımızı biliyor musun sen? Artık fotoğraf çekilmeliyiz." Taehyung gülümseyip kafasını sallamış ve kolunu onun beline dolayarak ona yaklaşmıştı. Çenesini onun omzuna yaslayarak en içten gülümsemelerinden birini sunmuştu ona. " İnsanların ne düşündüğünü umursamıyorsun değil mi? Ki zaten önümüzdeki günlerde beraber olacağız."
" Beraber olalım." demişti Jungkook ona en içten gülümsemelerinden birini verirken. Ardından kafasıyla kenarda duran Hoseok'u işaret etmişti. " Keyfi yok gibi duruyor. Sabah da böyleydi. Bir sorun mu var?"
Taehyung gözlerini kenarda yalnız başına dikilip elindeki içkisini yudumlayan Hoseok'a yönlendirmişti, daha sonra kafasını olumsuzca sallamıştı. " Yorgun sanırım. Sen Jiminlerin yanına geç, ben onu alır gelirim."
Jungkook kafasını sallayarak adımlarını Taehyung'un ters yönüne çevirirken Taehyung'da Hoseok'un yanında bulmuştu kendini. " Öpücükten memnun kalmadın herhalde?"
Hoseok etraflarında biri olup olmadığını hızlıca kontrol etmişti. " Saçmalama. Sadece seninle yalnız kalmayı her şeyden çok istiyorum ama bu sıralar pek mümkün olmuyor."
Ardından iç geçirmişti. " Sen de daha beni affetmiş değilsin zaten. Bunlar sadece çok yorucu." Taehyung derin bir nefes almıştı. Elini onun omzuna koyup gülümsemeye çalışmıştı. " Çok hızlı davranıyorsun. Her şey çok hızlı olsun istiyorsun. İlişkimize zaman ayıracağım. Belki de güzel bir çıkış yolu buluruz ve bizim için her şey o zaman başlar. Kendini üzme. Yedimizin bir arada olmasının keyfini çıkart."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss me | nammin ✔️
Fiksi PenggemarBTS grubu dağıldığında herkesin bir planı vardı. Park Jimin ve Kim Namjoon hariç. " Cesaretin varsa beni öpersin." special thanks to @guchiweeb