nothing else matters- metallicalütfen oy vermeyi unutmayınız!
keyifli okumalar~
~"Eski bir inanışa göre her iç çekişte kalp bir damla kan kaybedermiş."
Hamlet, William Shakespeare
Okuldaydım. Herkesten uzaklarda, blok yapılan bir dersten sonra hafif depresifken herkesten uzaktaydım. Mühendislik fakültesinin yan çaprazında kalan ve varlığından pek haberdar olunmayan bir bankta, yüzümü güneşe dönmüş tenimi okşayan rüzgarla beraber kalp kırıklıklarımı toplayama çalışıyordum. Fakat başarısızdım. Üzgündüm. Aradan geçen günler olsa da kalp kırıklıklarım oradaydı işte. Yaralı serçelerim ise herbir yanımda.
Fakat üzüntümün asıl sebebi sadece kalp kırıklarım değildi, kalp kırıklıklarımın sebebinin, her şeyden bihaber olmasıydı. Belki sadece bu bile değildi. Döktüğüm gözyaşlarından, kendime ettiğim teselli cümlelerinden, güçlü olma çabamdan, her bir kelimesinin ne kadar can yakıcı olduğundan... O her şeyden bihaberdi. Varlığımı biliyordu, artık varlığımdan haberi vardı. Belki de isteklerimin en temel maddesi olmuştu ama bunun bana getireceklerini hiç hesaba katmamıştım. Kapalı kapılarının ardında açılmaz kilitleri olduğunu, o kapılara ellerimi yara yapacak kadar vuracağımı... Ben hiçbir şeyi kestirememiştim.
Böyle devam edecekti. Ben onun kalbine dokunana kadar, kapılarının çalınmasından rahatsız olup o kapılarını açana kadar o ve ben böyle olmaya devam edecektik.
Saat öğle arasına geliyordu. Görüş alanımdaki yemekhane yemek servisine başlamış, öğrenciler biraz da olsa ev yemeği yemek için yemekhaneye yetişmeye çalışıyordu. Bense sabah babamı kırmamak için yediğim bir parça tostlaydım. Midem hiçbir şey istemiyordu. Güneş öğle saatlerine ayak basmamızdan dolayı yakıcıydı. Bir saat sonra Profesör Choi'nin dersi vardı, bugün danışan almaya başlayacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
destiny; jjk
Fanfiction"- ee sonra. sonra gitti işte. - veda etti mi? etmedi. - etse bu kadar olmazdın. ne kadar. - oturup şuan kendi kendine konuşacak kadar." ©2019 by bombréve