father forgive me- xxxtentacion
ft shiloh dynastylütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin, kurgu ancak oy ve yorumlarla büyür ^-^
keyifli okumalar~
~"Sen ne kaybettin geçmişinde, bunu bilmiyorum. Ama unutma. Onu hiç bulamayacaksın. Hiç bulamamaktan daha acısı var biliyor musun Settarhan?
Her kapıyı çalacaksın, her defasında buldum sanacaksın ama hiç bulamayacaksın."
Nazan Bekiroğlu, Nar Ağacı
Üşüyen ellerime sıcak nefesimi üflemiştim. Sonra bacaklarımın altına sıkıştırmıştım soğuktan korumak için. Ayaklarımın uç kısmı yere değiyor hemen ardından topuk kısmının zemine sürtmesiyle üstünde bulunduğum salıncak bir ileri bir geri gidiyordu. Sonbaharın son ayının, son günleri, kışın habercisi olarak bu mevsimin, belkide son nefesini dünyaya üflüyordu. Ağaçlar yapraklarını iyice dökmüş kışın gelişini her sene yaptıkları gibi tüm çıplaklıklarıyla karşılıyorlardı.
Kütüphaneden çıktığım gibi buraya gelmiştim. Güneş batmış, artık etrafı ay ve yetersiz sokak ışıkları aydınlatıyordu. Bir de... belki evinlerin içindeki aile sıcaklığı.... Yelkovan akrebi artık gecenin karanlığında kovalamaya başlamıştı. Evimdeydim, evimizin bahçesinde kendimi dinlercesine üstü kapalı salıncakta bir o yana bir bu yana gidiyordum işte. Sarhoş gibiydim, adımlarımın geride bıraktığı çizgiler düzlükten çok uzaktı. Babam eve çoktan gelmişti. Evin her bir odasının ışıkları teker teker açılmış ve sonra tekrar teker teker kapatılmıştı.
Bu süre zarfında ne ben içeri girmiştim ne de o dışarı çıkmıştı. Bir ara odasının havuza bakan camından bana baktığını görmüştüm, ama kafamı bile kaldıramamıştım. Kendimi dinlemek, etraftaki tüm sesleri susturup beynimdekilere, o milyonlarca sesten sadece bir tanesine odaklanmak istiyordum. Fakat o seste diğer seslerle gölgelenmiş, kendini kaybetmişti. Bu yüzdendir ki bu isteğimden de vazgeçmiş, burada oturduğum bu 4 saat boyunca sadece etrafa bakınmıştım.
Havuzun suyunun rüzgarla dansını, ağaçlarda kalan son kuru yaprakların yere usul usul düşüşünü, bulutların üstümden teker teker geçişini ve havanın nasıl aydınlıktan karanlığa geçişini belkide saniye saniye izlemiştim.
Artık saatin 11'e gelmesiyle uykum gelmişti. Bu yorgunlukla şuracığa kıvrılabilirdim. Ama dedim ya hava soğuktu ve burada uyumak ölümüme yürümem demekti. Bu yüzden üstünde bulunduğum salıncaktan soğuğun buz kestiği bedenimi kaldırmıştım. Adımlarım bugünün en güçlü adımlarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
destiny; jjk
Fanfiction"- ee sonra. sonra gitti işte. - veda etti mi? etmedi. - etse bu kadar olmazdın. ne kadar. - oturup şuan kendi kendine konuşacak kadar." ©2019 by bombréve