1.6/2

50 7 38
                                    



apocalyptic love song- hypnogaja



apocalyptic love song- hypnogaja

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




~




"Aşka en uzak cümle nefret ediyorum değil, bilmek istemiyorumdur."

-Flaubert



Aşkın tanımı, Flaubert için merak'tı. "Birine karşı, ansızın, merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak." Adımları yeri döverken zihninden geçenlere merak duymaya başlarsınız. Kahveyi kaç şekerli içtiğini, gün içinde ağzına takılan o şarkıyı, zihninde susmayan seslerin neler dediğini, veda kelimesinin ruhuna düşürdüğü kasvetli korkuyu, sabah uyandığında aklına düşen ilk kelimeyi... Aşk birine duyduğunuz korkunç bir meraktı. "Onu tanımak,onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. Aşka en uzak cümle, senden nefret ediyorum değil, bilmek istemiyordum." diyordu.

Her şey böyle başlamıştı.

Jungkook'u ilk gördüğüm o yerde gözyaşlarının sebebini merak etmemdi. Yağmur yağmasına rağmen yanaklarını ıslatan damlaların gözünden düştüğünü görecek kadar dikkatli baktığım o çocuğu, o gün perişan hale düşüren o sebebi merak etmiştim. O zamanlar bunu aşka yormamıştım. Meraklı benliğimin bir getirisi diyip geçmek, tanıdık olmadığım bu duygu için daha kolaydı.

Fakat merak demişti Flaubert, birine karşı duyduğun ansızın bir merak... İşte her şey böyle başlamıştı kollarımın arasında duran adamla.

Gözlerimi kapatıp beni kendisine karmak isteyen adamın kolları arasında, kalbimdeki büyük heyecanla kasıp kavruluyordum. Burnu her soluğunda beni ciğerlerine misafir ediyordu, ve bu durum inanın kalbimi zonklatıyordu. Ne kadar kaldık öyle bilmiyorum, zaman kavramımı bile almıştı benden benim güzel sevgilim.

Burnu son kez boynuma dokunduğunda kolları arasında kasılan bedenime cesaret dalgası ulaşmış, ellerimi korkuyla ona uzatan ben, artık tereddütsüzce parmaklarımı saçlarına daldırmış, ensesine değen herbir teli okşamıştım. Her bir tele değsin diye parmak uçlarım ensesini çokça defa yoklamıştım. Usul usul sevmiştim onu.

Ama hiçbir şey sonsuza dek sürmezdi. Belimi saran elleri yavaşça gevşerken ben burnumu dolandırmıştım boynunda, o kokan her bir parçasında... Hareketlerine uyumlu olarak bende tutuşumu bollaştırdığımda artık bakışlarımız birbirine değiyordu. Gözleri gözlerimde, ruhu ruhuma karışmıştı.

Gözlerimi kırpmadan onu izlemiştim, gözlerini kırpmadan beni izlemişti. Az önceki gibi cesaretli değildi bakışları, tekrar uzanmazdı sarılmaya, tekrar gardını düşürmezdi bana fakat yine de gözlerini çekmemişti. Korka korka bakmıştı bana. Yüzüme gülümsememi yerleştirip gergin omuzlarına deva olmak isterken biraz daha uzaklaşmıştı benden. Artık bedeni bedenime değmiyordu fakat yinede küçük bir mesafe vardı aramızda. Kokusu hala doluyordu burnuma.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 12, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

destiny;  jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin