Arnasa kentzen didate.

1K 83 30
                                    

Her şey birkaç dakika içerisinde gerçekleşti.

İçeride tek başına oturan Jisung, daha kimin salona sertçe girdiğini anlayamadan, yakalarından tutularak ayağa kaldırıldı ve yumruk yedi.

Her şey, yalnızca birkaç saniye içerisinde gerçekleşti.

Ve peşi sıra üstüne oturup, yüzüne vurmaya devam eden cüsse.

Gözleri kapalı olsa da Jisung, bunun Jaemin olduğunu anlayabiliyordu.

Parfümünü değiştirmiş olsa da, kokusu aynıydı.

Kendisine has kokusunu değiştirememişti.

"Nefret ediyorum senden, nefret. Defol git hayatımızdan, çık git artık! Çıkma karşımıza, yanımıza gelme, git!"

Jaemin, hem ağladı, hem vurdu.

Johnny ve Lucas gelip onu en küçük çocuğun üstünden alırken bile savurdu yumruklarını.

Ağladı, bağırdı.

"Sıçtın lan hayatıma! Şuna bak, bana bak. Senin varlığının izleri olan her şeyi değiştirdim lan ben! Telefonumu, saç şeklimi, rengini, yatağımı, odamı... Senin beni terk ettiğin, hayatımızdan çekip gittiğin o iki güne ait bütün kıyafetleri yaktım. O gün sürdüğüm balmı, kapatıcıyı bir daha asla kullanmadım. O markaya ait hiçbir boku kullanamadım bir daha! Lan ben, senin yüzünden yıllardır kullandığım parfümü değiştirdim. Senin kokumu ne kadar sevdiğin aklıma geldikçe banyo yaptım, aynı şekilde kokmamak için."

Jaemin, çöküp kalırken, Jisung kıpırdamadan uzandığı yerden göz ucuyla ona baktı.

Kafasını halıya eğmiş, gözlerini kapatarak gözyaşlarını engellemeye çalışmış çocuğa baktı...

"Ulan ben, seni öylesine sevdim ki, hiçbir fotoğrafımızı silemedim bile. İçinde ikimize dair anılar var diye telefonumu da, bilgisayarımı da dolabın en dibine koydum, ama onlardan kurtulamadım. Değiştirdim, ama atamadım. Tam alıştım, yokluğuna alıştım, Shuhua ile tanıştırdı Lucas, denemeye karar verdim. Yeniden döndün. Unufak oldum lan, bana bir bak. Sen döndüğünden beri senden başkasına bakamıyorum, senden başkasına odaklanamıyorum."

Çocuğun dedikleriyle ortam buz keserken, Kun'un hıçkırıkları duyuldu.

Kun ne zaman böyle duygusal olmuştu?

"Shuhua'dan ayrıldım. Yeniden oda değiştirdim, seni öylesine özlemişim ki, beynimden habersizce senin yeniden sensiz bırakıp gittiğin o odaya yerleştim. Yine döndün. Yine döndün ve yine her şeyin içine ediyorsun Jisung. Kahretsin." Ayağa kalktı Jaemin, gözyaşlarını silip en sert ve soğuk bakışlarını takınırken yerde yatan çocuğa bakmadı.

"Tanrı seni kahretsin Jisung. Varlığınla beni bu hale getiriyorsan, keşke yok olsan Jisung. Kurtulsam..."

Jaemin, dedikleriyle kendini de, Jisung'u da zehirlerken, Doyoung daha fazla dayanamayarak Jaemin'i tuttuğu gibi yumruğu suratına geçirdi.

Her şey yine birkaç saniye içerisinde gerçekleşti.

Her şey yeniden, paramparça oldu.

Sun (JaeSung) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin