It's OK, no problem...

1K 78 26
                                    

Lucas'ın sözleri ile herkes gerilirken, Jisung içinden dua ediyordu.

'Lütfen hastalığımı o da öğrenmiş olmasın. Lütfen, daha fazlası olmasın. Lütfen benimle ilgili olmasın. Lütfen Tanrım.'

Lucas, kafasını Jaemin'e çevirdi.

"Hayır dersen, yemin ederim ben de hayır diyeceğim. Fazlasına izin vermeyeceğim, geri çekileceğim."

Jisung, konuşmanın içeriğini anlarken, Jaemin, Lucas'ın saçmalamalarına kaşlarını kaldırdı.

"Ne diyorsun Lucas Hyung? Çok anlamsız konuşuyorsun."

"Bak Jaemin, söz ver. Ters tepki vermek yok. Lütfen." Lucas hala yalvarıyor, ana konuya girmiyordu.

Ve bu durum, Jaemin'i ve konunun içeriğine dair fikir yürütemeyenleri çileden çıkarıyordu.

"Yahu ne diyorsun? Söyle işte, ne oldu?"

"Ya önce söz ver. Hadi."

"Lucas Hyung, sinirleniyorum."

"Ya işte benim de olmasını istemediğim şey bu. Yumruk yemek istemiyorum."

İkisi hala konudan bağımsız konuşmaya devam ederken, Jisung sıkkınlıkla nefesini bıraktı.

Midesi aşırı küçülmüştü, çok yiyemiyordu. Onu korumak istercesine yanında oturan Doyoung, hala masadan envari çeşit yiyeceği tabağına yığıyor, arada ağzına bir şeyler tıkıyordu.

Daha fazla dayanamadığını hissetti, ağrısı artmıştı. Katlanamıyordu hiçbir şeye.

"Amma uzattın. Lucas Hyung Shuhua'dan hoşlanıyordu, görünüşe göre Shuhua malı da ondan hoşlanmaya başlamış. Onun için izin istiyor işte. Gerçi, Jaemin Bey Shuhua'dan öncesinde hissettiği hiçbir şeyin gerçek olmadığını, ilk, tek ve son aşkının o olduğunu söylemişti. Geçmiş olsun."

Shuhua'nın adını söylerken, iğrenç bir şeyden bahseder gibi, tükürür gibi söyledi. Cümlelerini bitirdi, ortaya bombayı bıraktı.

"Ben odamda olacağım, biraz dinlenmeliyim. Ellerinize sağlık."

Sofrada kendisine ait ne varsa alıp su tuttu, makinaya yerleştirdi.

Arkasını dönüp, hala sessizce birbirine bakan gruba göz ucuyla baktıktan sonra, mutfaktan çıktı.

"Sorun değil Lucas Hyung. Biz zaten birbirimize karşı pek bir şey hissetmiyorduk. Sevgiliden ziyade, birbirini anlamaya çabalayan iki arkadaş gibiydik. El ele bile tutuşmadık." Jaemin, kaçan iştahıyla, az önce konuşup giden çocuğun gittiği yere baktı, onun ardından.

"Peki ya Jisung'un dedikleri?" Lucas, tek bir şüpheye bile sebebiyet vermek istemediği için sordu.

"Onun benden uzak durması için söylemiştim. Yalandı yani. Neyse, tebrik ederim. Zaten yakışıyordunuz bayağı. Tebrikler." Jaemin, Lucas'a bakıp kocaman gülümseyerek, lacivert saçlarını eliyle düzeltti.

Haechan, sinsice sırıttı.

Kun'a baktı.

Kun sinsice sırıttı.

Doyoung'a baktı.

Doyoung sinsice sırıtacaktı ki, neye sırıtması gerektiğini anlamayarak kafasını eğdi.

Kun gözlerini devirdi, telefonunu alarak Haechan ve Doyoung ile yarım saat kadar önce konuştuktan sonra kurdukları gruba mesaj attı.

Doyoung, telefonuna gelen bildirime baktı.

*Yemekten sonra üçümüz, balkonda toplantı yapıyoruz. Jisung için.*

Kafasını sallayarak onlara baktı.

Gülümsedi.

***

Dream'in Vlive'ını izledim. Ağladım. Mark, Yo Dream dedi.

Evet... Mark dedi, Yo Dream dedi.

7 is coming babe.

Ayrıca, herkes saçlarını boyuyor. Biliyorum; 127 geri dönüş yapacak falan da, bu sene 2020 de gelse güzel olmaz mıydı? Ben herkes saçlarını boyatınca bir an NCT2020 geliyor sandım...

NCT 2020 geliyor haberlerini ne zaman duyacağız acaba? Keşke gelse...

Medyadaki şarkıyı izlemeyi unutmayalım.

Neyse, okuduğunuz için teşekkürler. Diğer kitaplarıma da bakabilirsiniz, bakmazsanız da canınız sağ olsun. Sevilmek isteyen herkese, sevgilerimle...

Sun (JaeSung) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin