қатты, дұрыс па?

1.1K 80 15
                                    

Jaemin, görür görmez kendisine döndürdüğü yalnız çocuğa kollarını sardı.

"Özür dilerim..." Sıcacık gözyaşları akıp, Jisung'un üzerindeki kıyafeti ıslatırken yalvarırcasına çıkan ses tonuyla özür diledi.

"Sorun yok." Jisung, başka hiçbir şey demedi.

Kendisine sarılmaya devam eden bedene dolamadı kollarını, sarmadı ruhuyla onun yalnız ruhunu.

Ölüm fikrine kendini alıştırmalı idi.

Hem, neden gelmişlerdi?

"Evimize gidelim." Taeil, en büyükleri olarak hepsine seslendi. "Burası serin biraz, ve Jisung fazla zayıf."

Yeni mi fark ettiniz demek istedi, bunca zaman gözünüzün önünde erirken neden bana sarılmadınız demek istedi, fakat yalnızca sustu Jisung.

Jaemin, tepkisiz duran çocuğa sarılmayı kesti, geriye çekilerek boşalan gözyaşları ile ona baktı.

"Yalan söyledim, gitmeni istediğim konusunda yani... Yemin ederim içimden gelerek söylememiştim." Jaemin, günah çıkartırcasına konuşurken, Jisung elini kaldırdı, büyük olanın güzel dudaklarına değdirdi.

Ağzını araladı. "Hiçbir şey deme, boşver."

Gün ne zaman doğacaktı? Jisung, gün doğumunu diğerleriyle birlikte izlemek istedi. Belki son olacaktı, son anıları...

Fakat sormaya çekindi, hem hava gittikçe serinlerken, sabah ayazında üyeleri burada tutarsa hasta olurlardı.

Jaemin, çocuğun düşünceli halini izledi, elini uzatıp Jisung'un elini tuttu çekinerek.

"Gidelim?" Yumuşakça söyledi. Jisung itiraz etmedi.

Yürüyerek, ki 21 üye aynı anda yürürken saatin oldukça geç olmasına şükrettiler. Yoksa her an bir fan, onları ifşalayabilirdi.

Şansa, böyle bir şey olmadan eve vardılar. Jisung, odasına yöneldiğinde kimse hiçbir şey demedi. Jaemin de onun peşinden odalarına girerken, işareti alan herkes odasına dağıldı.

Uyuyamayacaklarını biliyorlardı belki de, fakat yine de sessizce düşünmeleri gerekiyordu olanları.

Sindirmeleri gerekiyordu.

Öte yandan, Jisung yatağına uzanırken kapı açıldı, kapandı. Jaemin, içeriye girerek yatağına girmiş küçüğüne baktı.

Konuşmak, söylemek istediği çok şey vardı. Aklına gelen fikirle tebessüm etti. Konuşmak, her zaman doğru yol olmuyordu kendilerini anlatmak için.

Peki ya, hepsi bir mektup yazsaydı çocuğa? Bu mektuplardan seçilen birer ikişer cümleyi de birleştirseler, bir şarkı yapsalardı?

Fikrini, aceleyle telefonunu çıkarıp not ettikten sonra, hızlıca üzerindekileri eşofmanları, rahat pijamalarıyla değiştirdi.

Jisung gözlerini kapatıyorken, yatağına ilerledi.

Öylece yatağına girmekten vazgeçti.

Jisung ve kendi yatağının arasındaki komodini, hızlıca oradan uzaklaştırdı.

Sonra yatağının öteki tarafına geçti, hafif çıkan tıkırtılar eşliğinde yatağını çocuğun yatağıyla birleştirdi.

Jisung'un gözleri sarsıntıyla açılıp gördüğü manzarayla büyüyünce, "şimdi oldu, kaderimizi bağladım, yollarımızı birleştirdim," dedi ve yatağına yattı.

Jisung'a döndürdü kendini, çocuğu inceledi.

Ne kadar güzeldi...

Jisung, kendisine dönüp izlemeye başlayan çocuğa verdi ilgisini, o da Jaemin'e döndü.

Jaemin, gülümsedi, gülümser gülümsemez, sağ gözünden şakaklarına doğru bir yaş aktı.

Jisung elini uzatıp gözyaşını silerken, çocuğun avcunun içini öptü Jaemin.

"Özür dilerim..." Yeniden özür diledi.

"Benim de çok hatam vardı Jaemin-ah, ben de özür dilerim." Jisung da mırıldandı.

Mayışmıştı, sevgiyle, huzurla...

Yarını görememe ihtimali, ikisinin de kalbini gümletirken, "ölmeyeceksin," dedi büyük olan.

Jisung, gözleri kapalı, acıyla tebessüm etti.

"Ölmemeliyim..."

Jaemin öne atılıp, Jisung'un bedenini kollarının arasına aldı. Yarın yokmuşçasına, dün hiç olmamışçasına sımsıkı sarıldı.

Jisung da ona sarıldı, burnunu Jaemin'in boynuna sürttü. "Özledim."

"Ben de, çok özledim..." Jaemin, cümleleri biter bitmez dudaklarını Jisung'un saçlarına değdirdi.

Öptü, kokladı, yeniden öptü...

O an, ikisi de birbirinden habersiz, aynı şeyi diledi.

'Yalvarırım alma onu benden.'

'Yalvarırım alma beni ondan.'

O an gök gürledi, dünya yarıldı, şimşekler çaktı, sular kabardı.

Tanrı, dualarını kabul etti.

Sun (JaeSung) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin