Big sparks, little grudge, will you be OK?

1K 81 7
                                    

Biraz MarkHyuck...

Ayrıca şu fotoğrafa bayılıyorum...

Neyse, iyi okumalar.

***

Mark, kolundan tutup içeriye soktuğu çocuğun ardından kapıyı kilitledi.

Hala elinde tuttuğu pijama üstünü düzeltti, çocuğa yaklaşıp çıplak üstüne giydirmeye çalıştı.

"Üşüteceksin böyle durmaya devam edersen. Kaldır kollarını, giydirelim seni."

Mark konuşup emirler verirken, Haechan her dediğine itaat etti. Kendisini umursayan Mark Hyungu, onun içinde sıcacık bir şefkate neden oluyordu.

Mark Hyungu, onu umursarken çok güzeldi.

Sonunda küçük olanı giydirdikten sonra, boş yatağa oturup, Haechan'ı kucağına çekti Mark.

Kafasını küçük olanın omzuna koydu, öptü. Kucağında oturan küçüğüne doladı kollarını.

"Sensizlikten nefret ediyorum." Mırıldandı Mark.

Haechan, hiçbir şey yapmadan öylece durdu.

"Kendin seçtin sonuçta, seçimlerinin sonucuna katlanmalısın." Haechan da mırıldandı.

Hayır, teslim olmamalıydı.

"Haechan, Donghyuck, benim güzel güneşim, kıskandım seni. Anlasana. Jisung gibi biri için beni arkana alman beni üzdü." Mark konuşurken, Haechan parmaklarını uzatıp onun küçük dudaklarını kapattı.

"Jisung ile ilgili kötü bir şey deme."

Bu, Mark Lee için son noktaydı. Az önceki bütün güzel hisler, öfkesinin yarattığı yıkımın altında kalırken, Haechan'ı kucağından indirdi, ayağa kalktı.

İkisi de, birbirlerinin dokunuşunun yokluğuyla üşüyordu, fakat öfkeleri bu hissin önüne geçiyordu.

"Lan Jisung hayatımızın içine ediyor, görmüyor musun? Nasıl hala inatla böyle davranabiliyorsun?"

"Konuşma Mark, Jisung ile ilgili hiçbir halt bilmeyen küçük beynini, anlamayacağın meselelere sokma. O çeneni kapat."

Gerilim katlanırken, Mark Haechan'ın dedikleriyle odayı arşınlamaya başladı.

"Sana inanamıyorum Donghyuck. Ondan mı hoşlanıyorsun? Ne çabuk sildin beni!"

Haechan, duyduklarıyla suratını şekilden şekile sokarken, Mark'ın önüne ilerledi.

Düşünmeden, hızla, parmaklarının üzerinde çok hafif yükselip, dudağını Mark'ın dudaklarına değdirdi.

Mark sakinleşti. Gözleri kapandı.

Haechan, öpücüğü uzun tutmayacaktı.

Geri çekildi.

"Hala seni seviyorum, Mark Lee. Fakat bu kadar. Fazlası yok. Seni affetmiyorum, sana dönmeyeceğim. En azından Jisung'a böyle davrandığın sürece... Devam edecek olursan, seni kolay kolay affetmeyeceğim."

Mark'ı, yokluğunun neden olduğu soğuğa iterek odanın kilidini çevirdi, açtı ve çıktı.

Akşama her şey, farklı olacaktı.

Sun (JaeSung) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin