Басқа көздің иесі жер бетінде демалды.

1.1K 77 9
                                    

Jisung, Jaemin öylece başladığında konuşmaya, içinin patlayacağını, kalbinin duracağını hissetti.

Kimse fark etmezken, evin kapısına yürüdü, çıktı.

Diğerlerini geride bırakırken, menajerlerinin içinde kaldığı evin önünden de geçti, yürümeye devam etti.

Issız caddeleri, gecenin güzelliğini anlayamayan insanların boşalttığı kaldırımları aştı, ara sokakları arşınladı, nefes alabilmek umuduyla Han Nehri'ne ilerledi.

Gece çok güzeldi. Öldüğünde, en çok böyle geceleri özleyecekti.

Kocaman ay, ışığını derin sularda gezdirirken, hafifçe esen rüzgâr yüzünü okşuyor, gözyaşlarının bıraktığı yolu üşütüyordu.

En çok böyle gecelerde ölmek istemiyordu.

Kimseler yokken etrafta, tek tük araç sesi haricinde hiçbir şey bölmezken gecenin uğultusunu, serin ama sıcak bu gecelerde ölmek istemiyordu.

Nehrin suyunda yansımasını görmek istiyordu, burada işi bitince nehrin kenarına yürümeyi aklına not etti. Demirleri iki eliyle tutup, bedenini geriye doğru bıraktı. Kafasını hafifçe kaldırıp, gökyüzüne baktı.

Birkaç yıldız, Seul'ün şaşalı ışıklandırmasına rağmen kendisini gösterirken tebessüm etti.

Kendisi de, dünyadan ayrılmış bir yıldız olacaktı yakında, o halde gökyüzündeki yerini seçmeliydi.

Duruşunu düzeltti, ellerini demirlerden çekti.

Bir elini kaldırıp parmağıyla ayın yakınında oluşuna rağmen kendini belli eden yıldızı gösterdi.

"Senin yanına geleceğim. Dünyada yalnızdım ama, orada bana sen destek olacaksın. Etrafında parlayan kocaman aya rağmen nasıl gösteriyorsun kendini, bana da öğreteceksin. Hem... Aya yakın olursam, üyelerin beni görmesi daha kolay olur..."

Dışarıdan gören birine göre, kendi kendine konuşan bu adam, delirmişti.

Yaşamayanın anlayamayacağı bu hikâyede, hayır Jisung delirmemişti.

Sertçe bir rüzgâr esip titretirken zayıf bedenini, yeniden gülümsedi.

"Tanrım, yeryüzüne çektiğim reste bak! Ayaklarımdan prangalıyken gökyüzüne, uçuyorum yeryüzünden. Sana sarılırken, parlamıyorum eskisi gibi yeniden."

Cümlelerini tamamladıktan sonra, Han Nehri'nin kıyısına gitmek üzere yürüdü.

Uzunca bir süre yürüdü, sonunda nehrin yanına vardı.

Kenarda durdu, kafasını eğip suyun üzerinden yansımasına baktı.

Gökyüzü, yansımasının arkasında belirirken, ait olması gereken yerin orası olduğuna emindi...

Hastalıklı suratı, suyun hafif dalgalarıyla alaca bulaca oluyordu, tebessüm etti, canı yanıyordu.

Derken sırtına dokunan eli hissetti.

Daha ne olduğunu anlayamadan, birisi onu döndürdü, kollarının arasına aldı.

Bu kimdi?

Sun (JaeSung) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin