Zamanın kum tanesi misali akıp gittiği bir yaşam.
Akrep ve yelkovanın istifa ettiği bir an
Senin acı çekerek öldüğünü gördüğüm zaman;
Ne yazık ki ben, yanında olamayacağım Kiraz Çiçeği'm.Etrafım kara bulutlarla çevrili
Özgürlüğe açılan kapı, sisler ardında.
Gözlerime bir perde inmiş sanki;
Hayallerim dört tarafı çevrili teller altında.Kalbimin kapıları açılmamak üzere surlarla kaplı.
Gözlerim ağlamaktan coşkun sularla taştı!
Can damarlarım kopmamak üzere birbirine bağlı.
Belki de son umudum sendin Kiraz Çiçeği'm...Mesafe olsada seninle benim aramda,
Onca kilometreyi, santime çevirirdim.
Öyle bir özlem ki; buradan Daegu'ya
Bahar tekrardan gelinceye dek, seni beklerdim.Hissizlik bulutuna hapsolmuş ruhum
Öyle sessiz ve kurtulmayı bekleyen.
Uzaktaki Sakura ağacına bakıyorum.
Mutsuzken çiçeğiyle huzur veren.Gecenin karanlığı hayallerimi örterken,
Çıkacağım uçsuz bucaksız yola.
Gökyüzündeki kandil bile mutlu edemiyorken;
Ne gerek var, gündüzü geceye katan Ay'a?Ve bir Kiraz Çiçeği...
Ayaklarımın altına son kez dökecek yapraklarını.
Onun hışırtısı, kulağımda bir fısıltıya dönüşüp diyecek ki usulca;
"Gözyaşındaki son damla döküldüğü an, gündüz ve gece birleştiği zaman; ben yanında olamayacağım Kiraz Çiçeği'm..."Yazar: Dilek SABİTGİL
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiraz çiçeği.
Novela Juvenil"Ve bir Kiraz Çiçeği... Ayaklarımın altına son kez dökecek yapraklarını. Onun hışırtısı kulağımda bir fısıltıya dönüşüp diyecek ki usulca; Gözyaşındaki son damla döküldüğü an, Gündüz ve gece birleştiği zaman; Ben yanında olamayacağım Kiraz Çiçeği'm...