"Bazen çok seversin, konuşmak istersin. Ya dilin tutulur ya da gidemezsin..."
Karşımızdaki büyük, biraz eski ama bir o kadar da göz alıcı eve baktık tekrardan. Zile basıp basmamakta kararsızdık. Yediremiyorduk kendimize, o yapmazdı bize bunları. Tamam, bu olaylar yaşanırken ne aramıştı, ne de sormuştu bizi ama bu onun tüm bu olayları bizlere yaşatacağının bir kanıtı değildi elbette!
Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Kendimi toplayarak emin adımlarla kapının önüne geçip zile bastım. Bunu yapmamız saçmalıktı, insan sevdiğine bunu yapamazdı, asla. Biraz geriye çekildim. Bizi camdan baktığında görüp, kapıyı açması için el sallayacaktım.
Biraz bekledik, en sonunda cam açılıp dışarıya o yerine annesi bakmıştı. El sallayarak "Biz geldik Rana teyze. Kapıyı açar mısın?" dediğimde o da el sallayarak "Hoş geldiniz gençler. Bekleyin hemen açıyorum." deyip camı kapattı ve içeriye girdi. Elif, Nisa ve ben iç çekerek birbirimize baktık. Evet, kesinlikle bugün fazlasıyla üzülecektik. Bunun olmasını elbette hiçbirimiz istemiyorduk ama sonuçlar bizi buraya ulaştırmıştı.Kapı otomatla açılınca sırasıyla içeriye girip merdivenlerden çıktık. En son Enes ağabey girmişti apartmana. Geri dönüp ona "Kapıyı kapatsana Enes ağabey." deyip merdivenlerden çıkmaya devam ederken arkamdan seslenip "Emredersiniz Deniz Hanım!" dedi alaycı bir tavırla ve kapıyı kapatıp peşimizden geldi.
Kapının önüne ulaştığımızda bizi Rana teyze karşılamıştı. Onunla selamlaşarak salona geçip oturduk. Bizim oturduğumuz koltuğun karşısına geçip "Hoşgeldiniz gençlik. Nasılsınız, iyi misiniz?" dediğinde hepimiz "İyiyiz, sağolun." deyip halının desenlerine baktık. Misafirlikteyken sürekli bunu yapardım ben. Ha bir de anneme karnemi gösterdiğim zaman.
O karne akşamı evde "Kemer Show" olurdu...Halının desenlerini beğenmiştim, özgün bir çalışma vardı üzerinde. Kafamı halıdan kaldırıp Rana teyze'ye döndüm ve "Rüya nerede?" diye sorduğumda ellerini ovuşturarak "Ekmek almaya gitti. Birazdan gelir." deyip oturduğu yerden kalktı. Bize gülümseyerek "Ben de tatlı yapmıştım. Size kısmetmiş. Fırından çıkarayım da soğumaya bırakayım. Rüya gelince birlikte yersiniz." deyip tam mutfağa gidecekti ki Nisa arkasından seslenip "Zahmet etmeseydiniz." dediğinde bize döndü. "Ne zahmeti canım. Rüya döndüğünde birlikte yersiniz." deyip mutfağa geçti.
O an Rüya'nın, en yakın arkadaşlarımdan olan Rüya'nın evindeydik. Elimizdeki bilgiler bizi buraya getirmişti. Tamam, belki Rüya biraz kafadan ve hafif kavgacı bir tip olabilir ama bunu asla yapmazdı. Birincisi; biz onun dostlarıydık ve hiçbir arkadaşın bu kadar cani bir hareket yapmaya gönlü razı gelmezdi. İkincisi de, o bu kadar şeyi kurgulayacak kadar zeki değildi...
Enes ağabey durumun farkında değildi, bu da bariz belliydi. Bana dönüp "Ya Deniz, biz adam dövmeyecek miyiz? Misafirliğe mi geldik kızım biz? Boşuna mı emaneti getirdim yanımda?" dediğinde hafif gülümseyerek "Bizim araştırdığımız kişi bu apartmanda yaşıyor. O da Rüya'ymış. Şimdi sen olayı anlamadın değil mi? Rüya benim yakın arkadaşım. Onun böyle yapması da akla mantığa sığmıyor." deyip kollarımı kenetledim. Durumu çakmış olacak ki, parmaklarını şıklatarak "Hee şimdi anladım. Ama niye yapsın ki böyle bir şey? Aranız mı açıktı?" diye sorduğunda Elif kolunu dizlerine yerleştirip "Valla reis aramız bozuk falan değildi ama biz de pek anlamış değiliz olayı." deyip boynunu çıtlattı.
Aradan birkaç dakika geçmişti ki kapı zili çaldı. Gelen sanırım Rüya'ydı. Rana teyze kapı otomatına basarak kapıyı açtı. Merdivenlerden çıkıp kapıyı kapattı ve salona girmişti. Rüya bizi karşısında görünce ellerini çırparak "Hoş geldiniz!" deyip bizimle teker teker görüştü. Karşı koltuğa geçip ziyaretimizin neye bağlı olduğunu sorduğunda ellerimi bağlayarak "Bunu daha sakin bir ortamda konuşabilir miyiz?" dediğimde kafasını sallayarak "İsterseniz arka odaya geçebiliriz." deyip gülmeye başladı. Jeton sonradan düşünce biz de onun ardından gülerek odasına geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiraz çiçeği.
Fiksi Remaja"Ve bir Kiraz Çiçeği... Ayaklarımın altına son kez dökecek yapraklarını. Onun hışırtısı kulağımda bir fısıltıya dönüşüp diyecek ki usulca; Gözyaşındaki son damla döküldüğü an, Gündüz ve gece birleştiği zaman; Ben yanında olamayacağım Kiraz Çiçeği'm...