Bala Uçmaya Kararsız Kanatlar

4.8K 1.4K 1.4K
                                    

❝Kelebek küle döner fakat bal bozulmaz öyleyse söyle bana hangimiz zarardayız?❞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❝Kelebek küle döner fakat bal bozulmaz öyleyse söyle bana hangimiz zarardayız?❞

🦋🍯

“Aşk'a uçarsan kanatların yanar!” demiş Şirazi.

“Aşk'a uçmazsan kanat neye yarar?” demiş ona Mevlana.

“Aşk'ı bulduktan sonra kanadı kim ne yapar?” diye karşılık vermiş Yunus Emre.
Lakin bunca sözler bunca yaşanmışlıklar uçmadan yanan kanatlarımdan sonra karşıma çıkmıştı. Kelebek kanatsız kalınca tırtıla dönemezdi, yeniden kozaya girip de dirilmezdi. Avuçlarım arasında birikmiş küllere bakarak aksak adımlarla gelişi güzel istikamete yürüyordum. Genzime çökmüş balın tadı artık tatlı değildi, acı veriyordu ve aşk artık insanların zihninde kâr gerektiriyordu. Karşılıksız sevmek ne büyük cesaret, ne büyük bir savaştı. Kulağımın dibinde ruhumu karıncalandıran fısıltının kaynağına doğru döndüm yavaşça.

“Ne demek bu?” Bedenini yavaşça geriye çekip birkaç adım uzaklaştı ve elini baş parmakları dışarıda kalacak şekilde pijamasının ceplerine koydu, ileri geri parmak uçları ve topuğu arasında uyuşuk hareketlerle sallanmaya başladı. Biraz bekledikten sonra omuz silkip gözlerime bakarak konuştu.

“Korkmak demek.”

“Neyden?” dedim merakla Yağız tam bir şeyler diyecekken bir beden belirdi kapıda. Annemin sesiyle gözlerimi Yağız'dan çekip kapıya doğru döndüm.

“Ne oldu çocuklar, neden uyumadınız?” diye mırıldandı uykulu gözlerini aralamaya çalışarak sonra devam etti. “Yoksa daha mı kötü oldun Kelebek?” Endişeli sesine kayıtsız kalamadım.

“Hayır anne gayet iyiyim uyku tutmadı hava almaya çıktım.”

“Hava almaya çıktık.” diyen Yağız'a yandan bakıp alay edercesine sırıttım, çıktık kelimesini vurgulayarak sert bir şekilde söylemişti. Belki o da yok sayılmayı hazmedememişti, kim bilir? Annem aldığı cevaptan tatmin olduktan sonra içeri girip ışıkları söndürdü. Yağız'a dönüp sinsice sırıttım.

“Çok mu ağrına gitti yok sayılmak?” kaşlarını çatıp sinirle nefesini dışarı verdi tek solukta.

“Geç içeri hasta olup başıma bela kalma.”

Omuz silktim tıpkı onun gibi.

“Merak etme hasta olursam bana bakacak çok kişi var yani başına kalmam.” Tek kaşını merakla kaldırıp kafasını salladı bilmiş bir edayla, söylediğimin yalandan ibaret olmasını benden başka kimse bilemezdi ya.

Kelebek Ve BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin