Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm uzun olduğu için rahat okumanız açısından dört perdeye böldüm.
❝Zaten asıl mesele sıkı sıkıya tutunmak değil beraber düşmeyi göze almaktı. ❞
🦋🍯
Aradan geçen beş günün ardından artık çoğu şey daha farklıydı. Kapı önünde karşılaşmalarımız, göz göze gelişlerimiz ve aynı anda binadan çıkma tesadüflerimiz Yağız'la aramızdaki buzu eritmeye başlamıştı. İçime sinmiş kırgınlık yerini terk etmese de onu görmezden gelebiliyordum. Kendimden ödün verdiğim bunca fedakarlığa rağmen eskisi gibi olamayacaktık fakat yine de bir arada olmak, eskiyi hatırlamak, ölü toprağı serpilmiş acı kokan zamanları geride bırakıp 'tekrar' olabilmek bile bir umut filiziydi güneşini kesemezdim.
İkimizin de okuldan arta kalan zamanları oluyordu tesadüfler bizi bir araya getirdiğinde kendimizi kitap kokan kafelerin en ücra masasında sohbet eder halde buluyorduk işte bu zamanların birinde Ayda konusunu da baştan sona dinlemiştim. Ayda ve Yağız'ın tanışma hikayesi oldukça sıra dışıydı. Anlattıklarına karşı kafamın içinde ikna olmamış şüpheler vardı, tıpkı Hollywood filmlerinden fırlamış da tam kafamıza dank diye düşmüş gibiydi.
Aslında kaderin başlangıç noktasında Ayda'nın anne ve babasını ölümü vardı. Evlerinde çıkan korkunç yangın sonrasında akrabaları arasından küçücük çocuğa sahip çıkacak bir kişi bile olmamış en sonunda çocuğun psikolojisini bile düşünmeden yurda bırakmışlar. Ayda, anne ve babasının ölümünü bir türlü kabul etmemiş bu durum başına büyük belalar açacak kadar kapsamlı bir hale döndüğünde karşılaşmış Yağız'la. Yağız, Ayda'yı alıp federal polislere teslim ettiğinde öğrenmiş yaşanan hadiseleri.
Yağız, Ayda'nın sahipsiz, ürkek tavırlarına içten içe üzüldüğü için bir süre üniversite çıkışlarında yurda gidip Ayda ile ilgilenmeye başlamış, zamanla Ayda'da da Yağız'a güvenince aralarında bir bağ oluşmuş. Yağız'ın Türkiye'ye dönme zamanı geldiğinde ise Ayda'yı Almanya'da bırakmak istemediği için kendi nüfusuna geçirerek Türkiye'ye Ayda ile birlikte dönmüş. Türkiye'ye gelir gelmez bizimle birlikte köye gitmesi gerektiği için Ayda'yı buradaki arkadaşlarından biri olan Cem'e emanet etmiş ben bunları böyle kolayca anlatıyorum fakat süreç zor ve sancılıymış.