Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❝Balın içine devrilmişken kelebek, sevdası düz durur mu hiç? ❞
🦋🍯
Çok erken bir saatte daha doğrusu benden beklenmeyecek kadar erken bir saatte kalkıp fırının yolunu tuttuğumda dün geceden beri dilimden düşmeyen bir de kelimesiyle cebelleşip duruyordum. Boş sokağın ortasında durup 'Bir de ne?' diye bağırmamak için dişlerimi birbirine kenetledim. Bir de sevseydin beni, bir de gitmeseydin uzaklara diyerek devam ediyordu kelime şeridi ve ben her defasında yalanlıyordum iyi ki gitmiş, iyi ki sevmiyor...
Sokağın başından dönüp fırına girdim. Hayri Usta fırına attığı pideleri çıkarırken beni fark ettiğinde yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı.
“Oo çitlembik gelmiş hoş geldin, ne zaman geldiniz?” derken aklar düşmeye başlamış pala bıyıklarının altından dişleri gözüktüğünde ufak bir tebessüm ettim.
“Hoş buldum Hayri amca dün geldik fakat ben bugün tekrar dönüyorum.”
“Babanlar nasıl?”
Alışılmış sohbeti devam ettirirken laf arasında üç çifte ve kıymalı pide istediğimi söyleyip camın önüne yan yana dizilmiş turuncu sandalyelere oturdum.
