Bölüm 14

75 62 0
                                    

Kendimi toparlamam biraz uzun sürdü ama kalkmayı Eren sayesinde başardım. Eren gözyaşlarımı sildi ve bana sarıldı, beni anlıyordu. Güçlü olmalıydım, kızıma söz vermiştim...

Mezarlıktan çıktıktan sonra Eren'in Buğra'nın fotoğraflarını çektiği o otele gittik. Eren fotoğrafları görevlilere gösterdi. Görevli ilk olarak konuşmak istemedi, ama sonra Baran'ın gözünü korkutması sayesinde konuşmayı kabul etti. Kadını tanıdığını ve buraya Buğra ile beraber çok sık geldiklerini söyledi. Birkaç kişiye daha sorduktan sonra kadının adının Mine olduğunu ve bir markette çalıştığını söylediler. Marketin de adresini öğrendikten sonra kadını bulmak iyice kolaylaştı. Markete doğru yola çıktık, vardığımızda başıma nelerin geleceğini çok merak ediyordum.

Kadın beni ben içeri girer girmez tanıdı. İtiraf etmem lazım ki güzel bir kadındı. Ben sakindim çünkü ne o ne de Buğra  beni artık ilgilendirmiyordu, ayrıca o şu an bana lazımdı. Ama Aleyna benim kadar sakin değildi. Kadının bu olduğunu belirtmemle Aleyna'nın kadının üstüne yürümesi bir oldu. Onu kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkarmaya çalıştı, fakat kadın karşı çıktı:

- Ne yapıyorsun sen? Bırak beni çabuk!

- Bırakacağım tabi zaten sana dokunmak midemi bulandırdı, tabi sen sevgilinin nerede olduğunu ayrıca karısını seninle aldattığını itiraf edene kadar.

- Ben size hiçbirşey anlatmam. Şimdi gidin yoksa çığlık atar, bütün herkesi buraya çağırıp sizi rezil ederim!

- Rezillik ha! Demek rezillik istiyorsun. Peki o zaman.

Aleyna kadının kolunu bırakıp sokağa fırladı, bende peşinden fırladım. Kadın ne yapacağını merak edip kapıya çıktı. Aleyna bir anda sesini yükseltince aklımdan sadece birşey geçiyordu. Onu getirmekle çok iyi etmişim.

- Yetişin komşularrrrrr, Tokatımızın adını lekeliyorlarrr. Şu kadın varya şu kadın, şu gördüğünüz gencecik kızın yuvasını dağıttı. Evli bir adamla sevgili oldu. Birde halen seviyorum diyorrrrr, yetişinnnn.

Kadın neye uğradığını şaşırmıştı. Baran ve Eren ise gülme krizine girmişlerdi. Aleyna'nın etrafını birsürü insan sarmış, Aleyna konuştukça onlarda ona hak veriyorlardı. "Bir daha bu markete gelmem", "böyleleri bugün sana yarın bana yaparlar ayol", "terbiyesiz" vb. birçok hakaret halktan yükselmeye başlamıştı ki kadın Aleyna'nın yanına koşup:

- Sus artık, işimden mi etmek istiyorsun sen beni?

- Sen bu kızın hayatını mahvederken iyiydi değil mi? Konuşacak mısın, yoksa daha bağırayım mı?

- Sakın bağırma, tamam. Ne olduysa hepsini anlatacağım. Yeter ki sus. Dağıt şu kalabalığı, sözlerini de geri al.

- Sözlerimin hiçbiri yalan değildi geri almam ama kalabalığı dağıtırım.

- Hadi dağıt artık şu kalabalığı!

- Evet millet, bilmiyorum içinizden bu kadını yolmak isteyen çok kişi var. Ama biz bunlar gibi yapıp da yerlere paspas olmayacağız. Allah'ından bulsun, benim kardeşim daha iyilerine layık(bunu söylerken Eren'e bakıyordu utanmadan). Hadi artık evli evine, yılanlar inine...

Kalabalık birkaç dakika sonra dağılmıştı. Aleyna da kızı kolundan çekiştirerek parkta bir banka oturtturmuştu. Aleyna sordukça kız cevaplıyor Baran da kızın videosunu çekiyordu. Ben ve Eren ise şoktaydık. Bunca şeyi yapıp da utanmayan kadın, şimdi millete "rezil" olmamak için yaptığı herşeyi söylüyordu.

Kadının anlattıkları bittikten sonra hep beraber Buğra'nın yakın arkadaşı olan Muharrem'in yanına gitmek için yola çıktık. Yol boyunca Aleyna'nın yaptıklarına güldük. Aleyna da bizden dinleyince kendine bir kez daha gülüyor, "ohhh olsun ona saçını başını yolmadığıma dua etsin" diyordu.

MEDUSA' NIN GÖZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin