~21~

3.5K 505 253
                                    

İyi okumalar çiçeklerim 🌸

[sınır 145 oy, 115 yorum]

❇ ❇

"Ah cidden yoruldum." Önümde yürüyen ikiliye bakarak mırıldandığımda, Prens Jungkook beni durdurup kolunu uzatmıştı.

Boş boş yüzüne bakarken göz devirdi. "Yorulduysanız koluma girin."
Konuşma gereği duymadan tekrar yürümeye başladığımda oflamıştı.

"Size yardım etmeye çalışıyorum." Kalabalığın gürültüsünden dolayı kulağıma eğilip konuştuğunda yüzümü buruşturdum.

"Aman~" Sesimi duyması için yükseltmiştim. "Sizden yardım isteyen olmadı. Kendi işinize bakın."

Surat ifadesi bozulsada belli etmemek için önden yürümeye başladı.
Bu hareketi bana saraya ilk geldiğim günleri hatırlatmıştı.

O zamandan, bu zamana pek bir şey değişmemişti.

Prens Jungkook, kaba herifin tekiydi.

Yavaş adımlarla yürümeye başladığımda diğerlerinden bayağı uzaklaştığımı fark ettim.

Buraları tanımadığım için kaybolma olasılığım yüksekti. Bu yüzden koşmaya başladığımda bana çarpan iri yarı adam yüzünden sendeleyip ayağımı burkmuştum.

Dudaklarımdan acı bir çığlık koptuğunda yüzümü buruşturdum. Etraftaki bir çok kişinin bakışı bana dönmüştü.

Bana çarpan adam ise hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitmişti. Bir ara omzunun üstünden sırıtarak bana bakmıştı.

Yüzünün tanıdıklığı bir kenara, garip bir aurası vardı. İki üç saniyelik bakışından bile tüylerim diken diken olmuştu.

Ne ara yanıma geldiğini bilmediğim Prens Jungkook'un sesini duyduğumda girdiğim transtan çıktım.

"İyi misiniz?" Diye sorduğunda kalabalığın içine karışan adamı arıyordu gözlerim.

Daha fazla burada kalmak istemiyordum.

Başımı salladım.

"İyiyim. Saraya dönebilir miyiz?" Kaşlarını çattı. "Bir şey mi oldu?"
Ellerimi hayır dercesine salladım.

"Sadece yoruldum." Prens Jungkook'un arkasına baktığımda ne Prens Tae Hyung'u ne de Yoo'yu görmüştüm.

"Diğerleri nerede?" Merakla sorduğumda gülmüştü.

"En son gördüğümde, Tae Hyung ağabeyim Yoo'nun kolundan tutmuş peşinde sürüklüyordu."

Anladığımı belirtircesine başımı salladım.

Aklım o kadar karışıktı ki bunu umursamadım bile.

"Biz gidelim. Onlar sonrada gelebilirler." Diye bir teklif sunduğunda yutkunarak başımı salladım onaylarcasına. "Olur."

Burkulan ayağımı tamamen unutarak adım attığımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum.

Yeni yeni acısını hissediyordum.

"Ayağınıza ne oldu?" Endişe ve meraktan uzak bir şekilde sorduğunda omuz silktim.
"Burktum." Dudaklarımı büzerek konuştuğumda göz devirmişti.

Benden bıktığını bu kadar belli etme be adam.

Bu aralar benimle her konuştuğunda en az üç defa göz deviriyordu. Ve bu hareketi gözlerini oymam için iyi bir sebepti.

kingdom of joseon, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin