~22~

3.8K 495 292
                                    

İyi okumalar çiçeklerim 🌸 💖

[sınır 155 oy + 125 yorum]

❇ ❇ ❇ ❇ ❇ ❇ ❇ ❇ ❇

(Yoo Ahn)

"Günaydın Hanımım." Yüzümden eksik etmediğim gülüşümle Prenses Chae Young'un odasına girdiğimde henüz uyanmadığına fark ettim.

Normalde sabahın ilk ışıklarında uyanırdı. Dün çok yorulmuş olmalıydı.

Uyandırmamın iyi bir fikir olacağını sanmıyordum. Bu yüzden ses çıkarmamaya özen göstererek pencereyi açıp odayı havalandırdım.

Yatakta mışıl mışıl uyuyan Prenses Chae Young'a yaklaşıp yorganı üzerine iyice örttüm. Havalar soğuktu ve Prenses'in zayıf bir bünyesi vardı. Hastalanmasını istemiyordum.

O, uyanana kadar babama işleri konusunda yardım edebilirdim. Çok çalışıyordu ve ben zaman buldukça ona yardıma gidiyordum. Babam eskisi gibi dinç değildi, o da artık yaşlanmıştı. Çalışmasını istemesem de yapacak bir şeyim yoktu, yardım etmek dışında.

Bahçeye çıktığımda babamı çam ağacının gölgesinde otururken gördüm. Vakit kaybetmeden ona doğru hızla koştuğumda beni fark edip, gözleri kaybolan kadar gülümsedi.

"Günaydın babacığım." Yanaklarını sıkarken konuştuğumda gülerek ellerime vurdu çekmem için.

"Ne işin var senin burada? Prenses ile olman gerekiyordu Yoo."

Dudaklarımı büzüp koluna girdim.
"Dün Prenses Chae Young ile meydana indik. Çok yorulmuş olmalı ki hala uyuyor. O uyanana kadar senin işlerini halledebilirim."

Bana itiraz etmek için kolunu kaldırdığında ellerini tutup konuşmasına izin vermedim.

"İtiraz istemiyorum baba. Sen ne yapacağımı söyle ve git gerisini ben hallederim."

Dudaklarını alnıma bastırıp ayaklandı.

"Şimdilik çok işim yok, kızım. Çiçekleri sulasan yeterli." Ayağa kalkıp üzerimi sirkeledim.

"Sen merak etme baba, ben hallederim. Sen git, güzelce dinlen."
Gülümsedikten sonra arkasını dönüp gittiğinde derin bir nefes alıp ellerimi birbirine kenetledim.

Önce kuyudan su taşımam gerekiyordu. Bu işlem uzun süreceği için oyalanma gibi bir şansım yoktu. Prenses Chae Young her an uyanabilirdi.

Gerçi uyansa bile bana kızmaz, hatta neden daha önce söylemedin der beni azarlardı. Ona minnettardım. Benim için Prens Jungkook ve eski saray hanımına karşı gelmişti.

Daha fazla yara almamı engellemişti.

Minnetimi, ona hizmet ederek göstermek istiyordum.

O çok anlayışlı biriydi. Bu sarayın gelmiş geçmiş en mükemmel insanıydı.

Elime aldığım kova ile kuyuya geldiğimde vakit kaybetmeden doldurmaya başladım. Benden önce her kim gelmişse bütün suyu yere dökmüştü ve zemin çok kaygandı. Düşmemek için büyük çaba sarf ediyordum bu yüzden.

Kovayı yere bırakıp ellerimi belime yerleştirdim. Benden sonra gelecek kişi düşebilir ve yaralanabilirdi.

Kenardaki çalı süpürgesini gözüme kestirdiğimde almak için yavaş adımlarla ilerledim.

"YOO AHN!"

Kulağımın dibinde bağıran beden yüzünden irkilmiş ve ayağım kaymıştı. Gözümü kapatıp düşmeyi beklemiştim ama bu gerçekleşmemişti.

kingdom of joseon, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin