~6~

4.3K 484 140
                                    

oy ve yorum çok az bu gidişle sınır koyabilirim haberiniz olsun

NOT: OLAYLAR TAMAMİYLE BENİM HAYAL ÜRÜNÜMDÜR. JOSEON KRALLIĞI KARDEŞLERİN ANLAŞMAZLIĞI YÜZÜNDEN ÜÇ KRALLIĞA BÖLÜNMÜŞTÜR. BUNLAR SİLLA, GORYEO VE BAEKJE'DİR. AMA BEN KAFAMDA KURDUĞUM OLAYLAR DOĞRULTUSUNDA DÖRT KRALLIĞIDA AYNI ZAMANDA YAŞATACAĞIM. SORUNUZ VARSA YAZABİLİRSİNİZ 🙏 💖
iyi okumalar 💬 🌟

...

İşittiğim kelimeler kalbime büyük bir kaya parçası gibi oturdu. Bu durumda hissettiğim tek şey kırgınlıktı. İsteyip istememem bir kez olsun sorulmadı. Bunu geçtim evililiğim için her şey hazırlanmıştı. Geriye sadece benim Jeosan'a gitmem kalmıştı.

Yani, tek eksik bendim.

Aradan geçen dakikalar sonunda kendime geldiğimde düşüncelerimi bırakıp kralın önünde diz çöktüm.
"Majesteleri ben bu izdivacı istemiyorum. Eğer benden kurtulmak istiyorsanız kellemi şuracıkta alın lütfen."

Kraliçe Sun Hei bu harreketimle hışımla ayağa kalktı.
"Majesteleri bağışlayın onu, o ne dediğini bilmiyor. Chae Young çabuk özür dile!"
"Hayır!" Dedim bağırarak. "Ben ne dediğimi gayet iyi biliyorum majesteleri." bir süre sustum. Gözyaşlarım bir bir intihar ederken belki de daha sonra pişman olacağım kelamlarda bulundum. "Doğduğum günden beri hayatım adına bütün kararları siz verdiniz. Ne giymem gerektiğini, ne yemem gerektiğini, nerelere gitmem gerektiğini, hangi oyunları oynamam gerektiğini... Her şeye siz karar verdiniz. Ama bu sefer olmaz. Bir kez olsun kendi kararımı vermek istiyorum. Hayatımın geri kalanını kiminle geçirmek istediğime kendim karar vermeliyim. Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak istemiyorum. Eğer artık beni görmek istemiyorsanız bu saraydan göndermek yerine bu sarayı mezarım yapın majesteleri. Be-"

Sözümü kesen Kraliçe Hei olmuştu.
"Sen delirdin mi? Çabuk laflarını geri al ve majestelerinden af dile Chae Young!"

Yanımda bir hareketlilik sezdiğimde başımı soluma çevirdim. Buğulu gözlerim 2. Prens Yoon Gi'yi bulduğunda ona içtenlikle gülümsedim. İki dizinin üzerine çökmüş ve ellerini de önünde birleştirmişti. Daima yanımda olması bana güç veriyordu. Kendimi yalnız hissetmiyordum onun sayesinde.
"Majesteleri beni bağışlayın ama ben de kız kardeşim Chae Young için bu izdivacı uygun görmüyorum."

"Demek emirlerime karşı çıkacak kadar büyüdünüz ha?"
Majesteleri konuşmasının sonunda bütün salonu dolduracak gür bir kahkaha atmıştı. İçten içe korkuyordum ama bu saatten sonra geri adım atacak değildim.

"Prenses Chae Young dışında herkes dışarı çıksın!" kahkahasından sonra verdiği emirle kapı açılmış ve herkes teker teker dışarı çıkmıştı. İçimde gittikçe büyüyen öfke ve korkuyla yutkunma gereği hissettim. "Herkes dışarı çıksın dedim Yoon Gi!"
2. Prens inatla çıkmazken ona dönüp güven verircesine gülümsedim. Dudaklarımı oynatarak çıkmasını söyledim. Kararlı bakışları yüzümde dolaştı bir süre. "Git." dedim fısıltıyla. Bu saatten sonra geri adım atamazdım ama Yoon Gi farklıydı. Benim yüzümden zarar görsün istemiyordum. "Lütfen..." yalvarırcasına konuştuğumda tereddüt etse de beni dinleyip salonu terk etti.

"Chae Young bana bak."
Başımı kaldırıp tahtında oturan krala baktım. Yüzünde en ufak bir duygu belirtisi yoktu.
"Demek canını kolayca gözden çıkarıyorsun ha? O halde canını almam lakin bu izdivaç gerçekleşmezse 2. Prens Yoon Gi'yi gözden çıkarmalısın." Dediğinde dudaklarım hayretle aralandı.

Beni öz oğluyla tehdit ediyordu?

"B-bunu yapamazsınız majesteleri o sizin oğlunuz ha-hatta belki de sizden sonra kral olacak kişi." Söylediklerime umursamaz bir tavırla omuz silkerek cevap verdi.
"Sen bu izdivacı gerçekleştirmemek için canını gözden çıkarabiliyorsan ben de topraklarım için kendi kanımdan olan birini kolayca gözden çıkarabilirim. Şimdi kararını ver Chae Young çok zamanımız yok."

kingdom of joseon, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin