~27~

4.2K 570 521
                                    

Herkese merhaba 👋
Hepinize iyi okumalar diliyorum çiçeklerim 🌸 💖

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙏

(sınır 210 oy, 210 yorum)

❇ ❇ ❇ ❇

Ölüm, bir nefes kadar yakındı insana. Belki saniyeler ve belki de seneler sonra çalardı kapıyı. Ölümden kaçmak imkansızdı. İnsanoğlu sonlu olduğunu ve bir gün yok olacağını bilmeliydi.

Ölmemek için sarfettiğimiz çabalar yetersizdi. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa diğer gün... Elbet bir gün sonumuz gelecekti, kaderden kaçamazdık.

Peki ya ben, neden bir başkasının öleceği düşüncesine bu kadar kafa yoruyordum?

Üzülüyor muydum?

Başkası dediğin insan, senin eşin Chae Young.

Derinlerden işittiğim ses yutkunmama neden oldu. Eşim. Evet o benim eşimdi, bütün dünya böyle biliyordu. Ama sadece insanların gözünde öyleydik. İki ülke ve de bir kaç yemindi bizi bir araya getiren. İkimiz de birbirimize tamamen yabancıydık.

O yeminlere sadık kaldın mı Chae Young?

Hayır. Ne ben ne de Prens Jungkook, ettiğimiz yeminin arkasında durabilmiştik.

Bunun sorumlusu ben değilim, diye geçirdim içimden. Ben sadece ona ayak uydurmuştum.

Benden nefret etmişti, beni görmezden gelmişti, beni küçük düşürmüştü, beni incitmişti. Böyle olmamızı ben değil, o seçmişti.

Ciğerlerime derin bir nefes çektim. Gözlerim açık pencereden yansıyan dolunaydaydı. Aklım ise Ana Kraliçe Yeon'un söylediklerindeydi.

"Jungkook dahil herkesi öldürecek."

Kafamda yankı yapıyordu bu cümle. Sırf Joseon'ın hakimiyetini avuçlarına almak için kardeşlerini öldürebilir miydi?

Ah Chae Young, çok safsın,diye geçirdim içimden. Onlar bunun için eğitim görüyor. Hırsları sevgilerinden de büyük. Bunu en iyi sen bilirsin.

Silla'nın Veliaht Prens'i Ji Min'in, gözlerinin önünde Prens Baek Hyun'u öldürdüğünü hatırla. Kraliçe Rae İm'in hain planı yüzünden son an da ölümden döndüğünü hatırla. Sana getirilen zehirli çayı Saray Hanımı'nın tattığını ve öldüğünü hatırla.

Hırs bürümüştü gözlerini, kalplerini karartmış, birer taşa çevirmişti insanları.
Acımasız ve bir o kadar da nankördü hepsi.

Aldığım nefes genzimi yakarken buğulu gözlerimi tavana diktim.

Birbirlerine besledikleri sevgi bile sahteydi. Ve ben bu sahtelik içinde tek bir doğruya tutunmaya çalışıyordum.

Saray hayatı menfaatten oluşuyordu. Bu çok acımasızcaydı.

Gittikçe soğuyan havaya karşın ellerimi kollarıma sarıp ısınmaya çalıştım. Bu pek mümkün olmamıştı. Bu yüzden pencereyi kapatıp ayaklandım.

Biraz sonra odaya gelen çalışan, Prens Jungkook ve Ana Kraliçe'nin beni odasında beklediğini söylemişti. Üstümü silkip kendime çeki düzen verdikten sonra odamdan çıktım.

Odanın kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım. Saatler önce bu odaya geldiğimde pek güzel şeyler olmamıştı. Bu yüzden gergindim. Ana Kraliçe'nin aynı konuyu Prens Jungkook'un yanında açmamasını umuyordum. Bir an önce bu yemek fasılı bitsin ve odama gideyim istiyordum.

kingdom of joseon, rskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin