Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"

17. Bölüm

Goblinlere lider olmuştum da, bakalım benim gizemli dostu nasıl bulacaktım.

Evet ya, gizemli dost ismi iyi oldu.
O ne öyle hayvan aşağı, hayvan yukarı.

Mühürün ardından Goblinlerle vedalaştıktan sonra, odama kadar düşünceli düşünceli geldim.
Beynimde kırk tane tilki vardı.
Hangi biriyle uğraşacaktım.

Sonra baktım ki bugün çok yorulmuşum.
Koydum kafayı yattım..

Rüyamda da bir güzel yeri belli olmayan hayvanı aradım.
Ama elbette ki bulamadım.
Zaten bu bir mucize olurdu.

Her şeye rağmen uykumu alınca da sabah gayet dinç kalktım.
Hızlıca elime ilk gelen şeyleri alarak giyindim.

İşte bu kadardı.
Saçımı bu sefer toplamak yerine balık sırtı bir örgü ile tamamladım.

Hazırlıklarımı da tamamladıktan sonra sonunda dışarı çıkabilmiştim.

Okula tam yaklaşmıştım ki, birkaç bağırış sesi duydum.
Sesler, okulun arkasından geliyor ama.

Kendi olaylarım dışında başka bir olaya şahit olmak güzel olurdu.
Bu düşünce ile seslere kulak kabarttım.

Seslerin kaynağını bulunca da, fazla yaklaşmadan izlemeye başladım.

İki sarışın kız, bir tane kızı sıkıştırmıştı.
Ve sıkıştırılan kız, onların aksine esmerdi.

Bir an yardıma ihtiyacı olduğunu sanıp araya girmeyi düşündüm.
Fakat kız da pek kurtarılması gereken masum bir profil sergilemiyordu.

Sarışınların bağırış sesini duymasam, esmer kız bunları sıkıştırıyor diyecektim.
Ama benimki de kulaktı sonuçta, duyuyordum.

İki sarışın bağırmaya devam ederken, esmer olanı hala sessizliğini koruyordu.
Ne zaman harekete geçecek artık diye kendi kendime söylenirken, esmer kız da sıkılmış olacak ki icraat kısmına geçti sonunda.

Demek ki patlamak için susuyormuş.
Çünkü resmen kükredi.

"Ahh! yeter be.
Sabahtan beri ciyak ciyak.
Benim de sabrım bir yere kadar dayanıyor.
Dayak mı istiyorsunuz yani.
Peki, siz kaşındınız."
Dedikten hemen sonra ellerini sağa sola sallaması ile kızların yüzüne suların tokat atması bir oldu.

Gerçekten su ile tokat atmıştı.
Bu demek oluyordu ki, esmer olan bir Poseidon kızıydı.
Fakat veliaht gücü hissedememiştim.
Yarı Tanrı çocuğu olmalıydı.

Neyseki sonunda olayı idrak eden iki Sarışın, bir anda güçlerini birleştirip saldırmaya kalktılar.
Yanlız bu olmazdı işte.
İkiye karşı bir, izin verebileceğim bir karşılık değildi.

Tamda bu yüzden dayanamayarak çıktım ortaya.

"Hey kızlar, olmuyor ama böyle. İkiye karşı bir, hiç sevmem. Hadi beni de alın aranıza, ne dersiniz?"
Dedim alayvari bir tonda.

Kızlar bana bir döndü, dönüş o dönüş oldu.
Çünkü şu an kaçıyorlardı.
Bilseydim en başta çıkardım.
Kulağım boşu boşuna eziyet çekmiş oldu.