Hala küçük Goblin Les'i takip ediyordum.
Ah, tabiki kalkanımda benimleydi.Bu ormandaki hayvanların nereden çıkıp, ne düşünerek bana saldıracakları hiç belli olmazdı.
Les, bu sefer diğer geçtiğimiz ağaçlardan daha farklı bir ağacın altından geçti.
Ama şöyle bir sorun var ki, artık Les yok.
Nereye gitti bu hayvan?Şimdi de ara ki bulasın.
Biraz daha etrafa baktım ama hala yok.Sonra bir anda az önce altından geçtiği ağaçtan geri geldi.
İyi de ben oraya baktım.
Sadece devam eden bir yoldan başka bir şey yoktu..Bu kadar kısa süre içinde, nasıl o kadar yolu kat etti ki?
Yoksa? Tabi ya, gizli geçit!
Nora, sen iyice aklını Olimposta bıraktın herhalde. Kendine gel!"Hadi Nora, neden gelmiyorsun.
Arkamı dönüp olmadığını fark etmeseydim, sanırım seni bulmakta biraz zorlanacaktım."
Diye konuştu Les."Les, benim jeton şimdi düştü.
Bende kaç dakikadır bu kadar kısa sürede nereye kaybolduğunu düşünüyordum.
Gizli geçit olabileceği şimdi aklıma geldi.
Neyse, hadi devam edelim bari." Diye yanıtladım onu.Les, dediklerime uyup aynı ağacın altından benim şimdi fark ettiğim şekilde çok ama çok küçük bir yaprağa dokunarak geçti.
Demek bütün olay bu yaprakta bitiyordu.Bende Les'in yaptığını yaparak yaprağa dokundum ve inanılmaz derecede kendimi muthiş bir şelalenin yanında buldum.
Şelale çok güzel, ama etrafı da o kadar yeşil ve küçük ama sevimli goblin evleri ile çevriliydi.
Çiçekten böceğine, hepsi çok güzel gerçekten.
Olimpos, buranın yanında halt etmişti.
O salak Layla da, alsın o yaşam alanını...
Neyse!Fakat şöyle bir sorun var ki, ben etrafın güzelliğinden şimdi fark ediyordum.
Les ve benim bulunduğum çevre bize, daha doğrusu bana kızgın gözlerle bakan bir sürü Goblin ile çevrelenmişti.Al bir de buradan yak.
Birini zor ikna ettim. Peki geri kalan sürüsünü nasıl ikna edecektim acaba?Sürüyle değilde sırayla gelseler, anlaşırdık.
Ben bunları düşünürken, aralarından hangisi olduğunu anlamadığım bir tanesi bana saldırdı. Bütün Goblinler birbirine benziyordu.
Peki ya birbirlerini nasıl ayırt ediyorlardı?Bunu merak ettiğim için sordum.
"Ya birşey soracağım.
Siz birbirinizi nasıl ayırt ediyorsunuz?
Hepiniz birbirinizin kopyası gibisiniz."Goblinler sana saldırıyor, sen birbirinizi nasıl tanıyorsunuz diye soruyorsun Nora!
Tebrik ederim."Les! Buraya nasıl bir Olimposlu'yu getirirsin.
Bulunduğumuz yeri ne zorluklarla sakladığımızı bilmiyor musun?
Biz seni dışarıya etrafı kolaçan edesin diye yolluyoruz, evimize bir olimposlu getir diye değil!" Diye Les'e çıkıştı yaşlı bir Goblin.Önüne gelen bana Olimpos'lu diyordu.
Sıkılmaya başlamıştım artık."Aa, yeter ama ya.
Dedecim, ben Olimposlu falan değilim.
Niye önüne gelen bana olimposlu diyor."
Diye sinirle söylendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"
Fantasíayine karanlık, ama intikam kokan bir sabah... Neden mi karanlık? çünkü yeraltında ışık olmaz da ondan... peki neden mi intikam kokuyor? çünkü yıllarca alınmasını beklediğim intikamımın gerçekleşmesi, bügün ki güç gösterisine bağlı. "Ben Hadesten olm...