Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"

27. Bölüm

Ay resmen başıma talih kuşu kondu yani. Şey gibi oldu, düşmanımın düşmanı dostumdur.

Şimdi Noyan'ın belden aşağısı yılan ya, aklıma Zeus geliyor be!

"Ne! Zeus mu? Şimdi sen bana bakınca Zeus'u mu hatırlıyorsun! Ah! düşmanımı bana bakarak hatırlaman da ne büyük bir lütuf..."

"Ha o mu şey? Şimdi bu Zeus göklerin Tanrısı ya, işte ben onu yılanların Tanrısı diye adlandırıyorum Ondan canım. yoksa hiçde Zeusa benzeyen bir tipin yok hani. Rahat ol sen!"

"Ne kadar rahatladım şimdi anlatamam. Sen beni ilk defa görüyorsun, ama düşündüğün şey Zeus! Gerçekten de tuhaf bir kızsın Nora!"

"Ah ne demek canım, tuhaf olmak bir ayrıcalıktır. Hem onu bunu geçde şimdi, senin benimle ne işin olur ya! Hayır yani tamam tuhaf ve dengesiz bir kızım ama koskaca bir Typhon'u da kendime bağlayacak kadar ne yapmış olabilirim? Bilemedim..."

"Aslında seni bana bağlayan karakterin değil varlığın. Sen sadece varlığınla bile güçlü bir yapıya sahipsin. Doğuşun beni sana bağladı. Çünkü bizim kaderimiz birlikte yazıldı. Biz iki güçlü tür olarak, yapılan haksızlığı ortadan kaldıracak ve düşmanlarımızı da mahvedeceğiz. Sana devamını şimdilik anlatmayacağım, daha zamanı gelmedi. Ama sen yinede yapacağın şeylerden vazgeçme. İzlediğin yoldan aynen devam et! Çünkü doğru yoldasın. Ama zamanımız azalıyor. O yüzden önce şu küre meselesini çözelim."

"Ay evet var öyle bir mesele. Ama o Hekate cadısı yardım ediyor hep böyle işlere.Neyse, nasıl çözeceğiz bu işi."

"Benim güçlerimden bir tanesi de zihin kontrolü. Biz zaten birbirimize bağlıyız ama bunu bir sembole dökmeden, yani bana ait bir mühürü vücudunda taşımadan, seninle gerektiğinde güçlerimi paylaşmıyorum. O yüzden de sadece rüyalarında görüşüyoruz. Şimdi kalan süremiz boyunca sana çok ama çok acı verecek bir şekilde, mühürü yapacağım. Sırtın sadece benim mührüm ile kaplı olacak. Ama dışarıdan görünmeyecek çünkü derinin altına işlenmiş olacak. Zaten acı vermesinin sebebi de bu. Unutma! eğer birgün mührünün herhangi bir kısmı cildinde ortaya çıkmaya başlarsa, anla ki biri beni ve seninle olan bağımı öğrenmiş."

"Nasıl yani, neden sadece bir kısmı? Hepsinin görünmesi gerekmez mi."

"Bir kısmının görünmesi demek, en büyük zararı verecek kişinin öğrenmediğini gösterir. Zaten en büyük zararı verecek kişiler de öğrenirse, dövmen tamamen ortaya çıkacak ve asıl savaşımız işte o zaman başlayacak."

"Peki ben bu mührü yapınca, seninle sadece rüyalarda görüşmek zorunda kalmayacağım öyle mi?"

"Evet! Eğer bu mührü yaparsan,  bana gerçekten ihtiyacın olduğu bir zamanda sana yardım edebilecek ve danışman gereken şeyler olduğu zaman ise, görüntüm sadece senin görebileceğin şekilde karşında belirebilecek. Böylece yanıma gelmeden bile benimle konuşabileceksin, Her konuda."

"Vay be bu çok iyiymiş. Peki sen bu küre işini nasıl halledeceksin."

"Dediğim gibi zihin kontrolü özelliğimi seninle paylaşacağım. Benim gücüm Tanrıların hepsinden bile üstün olduğu için, onlar bunu hissedemeyecek. Tabi bize bu konuda illüzyon özelliğin de yardımcı olacak. Zihinlerini kontrol ederek, sadece tek bir yere ve tek bir düşünceye odaklanmalarını yol açacak, sonra da illüzyon ile gerçek bir gösteri yaparak onların inanmasını sağlayacaksın. İşte bu kadar."

"Peki son sorum, madem bu kadar güçlüsün, neden beni kullanmak yerine direkt sen saldırmıyorsun. Ya da beklemek yerine düşmanlarını yok etmiyorsun. Buna gücün var, ama kullanmıyorsun. Neden?"