Vücudumda kan yerine dolaşan alkolün etkisiyle bulanıklaşan bakışlarım bazı ufak tefek şeyleri seçiyordu. Bunlardan biri yüzümün yanından geçip sırtımı yasladığı aynaya yaslanan elinin üzerindeki kartal dövmesi...
Yaralı parmakları terden birbirine...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dedim ki: "Yasınla, gözyaşınla
Baş başa kal, ey lanetli,
Tanıdım seni çamurlar içinde olsan da."
İlahi Komedya / Cehennem, Dante Alighieri
♥♣
Gözlerim aynadaki yansımamda dolaşırken kimsenin görmediği siyah kanatlarımdan dökülen tüyler ayaklarımın dibine yığılıyordu. Kanatlarım yok oluyordu ama biliyordum ki yanarak tekrar var olacaklardı.
Günler önce çok uzun bir zamandır gördüğüm rüyanın içine bir kere daha çekilmiş, tutku denizinin içinde nefesimin son damlasına kadar kalmayı kabul etmiştim. Geleceğin bir ön kesitiymiş gibi bana gösterilen yüzün sahibinin yanında uyandığımda kendime hakim olmak, ateş kadar sıcacık kumların üzerinde yürümek kadar zordu. Onu öyle derinden, öyle çok içten istemiştim ki, şehvetimin günahına kapılarak adım atsam biliyordum, bir yangın başlatır, evini yakardım, bizden kopan parçalar denize dökülür de sönmezdi. Korkak biri değildim, korkumu fark ederek birçok kez üzerine gitmiş, ezip yok etmiştim ama onun yanında uyandığımda korku göğsümde filizlenmiş, toprağında büyümeden onu kopartmak istesem de yapamamıştım. Bu yüzden yanından sessizce kaçmıştım, günlerdir de ondan kaçıyordum.
Bunun farkındaydı ve geri çekilip aramıza mesafe koymuştu. Kelebek'in çekiştirmeleri dışında yanımıza gelmiyordu, geldiğinde de arkadaşlarımla sohbet ederek onları tanımaya, buraya alışmaya çalışıyordu. Günler geçip giderken bir parti günü daha duyurulmuştu ve son partideki olayımdan sonra katılıp katılmama konusunda kararsızdım. Onun da gruba dâhil olduğu bir gün kafede otururken liseden beri tanıdığım Ahu masamıza gelmiş, yapılan partinin sahibi olduğunu dile getirerek bir tek Timur'u davet etmiş ve gitmişti. Ona telefon numarasının yazdığı kâğıdı vererek uzaklaşırken Ediz ve Akın, Timur'un üzerine giderek sataşıp eğlenmeye çalışmışlardı ama pek başarılı oldukları söylenemezdi. Timur kâğıdı avucunun içinde buruşturarak masanın ortasına bıraktığında göğsüme nasıl bir darbe geçirdiğinin farkında değildi.