Vücudumda kan yerine dolaşan alkolün etkisiyle bulanıklaşan bakışlarım bazı ufak tefek şeyleri seçiyordu. Bunlardan biri yüzümün yanından geçip sırtımı yasladığı aynaya yaslanan elinin üzerindeki kartal dövmesi...
Yaralı parmakları terden birbirine...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Soluğu kesilmiş hâlde çıkan biri denizden sahile,
Kurtulduğu tehlikeli sulara bakmak için döner ya geriye,
Benim hâlâ kaçan ruhum da öyle...
İlahi Komedya / Cehennem, Dante Alighieri
♥♣
Suyun sakince akarak dinlettiği huzur verici ses gibi bir ritim etrafımı sarmış kulaklarıma dolarken kapalı göz kapaklarımın ardına, vücuduma sızan, tarif edemeyeceğim kadar özel bir his vardı ve bu beni uykumdan çekip aldı. Gözlerimi açışımla yüzüme vuran güneşin parıltısı görüşümü engelledi, tembel hareketlerle yerimde kıpırdanarak elimi gözlerime siper ettim. Güneşin parıltısı her yeri sarmış, sıcaklığı bütün gücüyle kendini hissettirirken yerimde doğrulup nerede olduğumu fark ettiğimde dudaklarım kıvrıldı. Bakışlarım merak ve heyecanla dolaşırken tanıdık birini görmek istiyordum ama ortalıkta yoktu. Klasik bir şekilde yanımda meyve sepetim, okumayı sevdiğim kitabım vardı, onu bekliyordum. Çıplak ayaklarımı, altımda serili örtüye bastırarak ayağa kalktığımda üzerimi süsleyen yazlık elbisemin toplanan uçları aşağı dökülerek tenime sürtündü.
Göğsümde filizlenen mutluluk uzun zamandır hissetmediğim bir duyguydu ve öyle güçlü bir şekilde göğsümü sarmıştı ki, dudaklarımdan gülümseyişim silinmiyordu. Her bir noktasını ezberlediğim göle yakın yerde uyanmıştım ve burada olmamın tek bir anlamı vardı. Beni uykumdan uyandıran yumuşak ritimli ses bir kere daha kendini duyurduğunda, merakla, "Aksel?" diye seslendiğimde sesim etrafa dağıldı, bir cevap alamadım. Çıplak ayağımı çimlere basarak ileri doğru bir adım attığımda yumuşak ses arttı. Merak göğsümdeki mutluluğu dallarıyla sarıyordu, bir adım daha atarak ilerlemeye başladım. Attığım her adımda ses sanki nereden geldiğini anlamam için artıyordu, adımlarım merakıma yenik düşerek hızlanmıştı. Yumuşacık çimler ayaklarımın altında ezilirken sesin geldiği yere ilerliyordum. "Aksel?" İsmi dudaklarımdan daha güçlü bir şekilde taşarken cevap alamayışım tedirgin ediyordu. Burada bir tek onunla görüşürdüm ve onu beklerken uyuyakalmıştım.
