Bölüm 15

167 14 116
                                    

Bölüm 10k uzunluğunda. Ona göre başlamanızı öneririm. Yazım yanlışlarımın kusuruna bakmayın. İyi okumalar...

"Chanyeol'le gerçekten sevgili olmadığınızı biliyorum."

Chanyeol'le bu oyuna başladığımızdan beri aklımdan çok fazla şey geçmişti, bir sürü şey düşünmüş, pek çok konuyu kafamda tartışmıştım ama hiç oturup da olur da birisi sırrımızı keşfederse ne olur diye kafa yormamıştım. Nasıl tepki veririm, ne gibi bir açıklama yaparım, yalanlar mıyım, yoksa kabul mu ederim, bu her şeyin sonunu getirmemizi gerektirir mi yoksa o kişiyi sırrımızı tutmaya ikna edebilir miyiz, hiçbiri hakkında doğru düzgün bir fikrim yoktu. Kimse öğrenemez gibi geliyordu. Bu yüzden Sehun'un dudakları arasından beklemediğim ve belki de ihtimal bile vermeyeceğim bir cümle dökülürken ağzımdan kaçan tek kelime, "Ne?" oldu.

"Onunla bir tür sevgili oyunu oynadığınızı biliyorum." diye yineledi cümlesini. Gözleri direkt gözlerime bakıyordu, ses tonu fazlasıyla netti ve bu, söylediklerinin tamamen arkasında olduğunu gösteriyordu. En az adının Sehun olduğundan emin olduğu kadar. Ama bu nasıl mümkün olabilirdi ki?

Ne zaman Sehun, ben ve Chanyeol aynı ortamda bulunsak Chanyeol'ün tavırları bunun bir oyun olduğunu belli etmekten çok uzaktı. Daha çok sevgilisinin yanında hoşlanmadığı birini gören kıskanç bir sevgili gibi davranıyordu. Karşı karşıya geldiklerinde onu sert bakışlarının hedefi yapması, hatta ileri gidip seni onun yanında görmek istemiyorumlara kadar tam bir kıskanç sevgili gibiydi ki bu, oynadığımız oyunu daha da gerçekçi kılıyordu. Chanyeol'le kendimi dışarıdan üçüncü bir kişi olarak izlesem vereceğim karar kesinlikle rol yaptığımız olmazdı. Peki ama Sehun bu bilgiye nereden ulaşmıştı? Kafamda geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıp sayfaları teker teker çevirerek onun bizi yakalayabileceği bir an aradım. Yoktu.

"Bunu da nereden çıkardın?" diye sordum. Hâlâ şaşkınlıktan ağzım açıktı. Hâlâ inkâr etmekle, gerçeği kabul etmek arasında gidip geliyordum. İnkâr etsem, bahanelerimin hepsini geçersiz kılacak bir savı varmış gibi görünüyordu, kabul etsem de bundan sonra olacakları kestiremiyordum. Tamam, Sehun bunu etrafa yaymazdı belki ama sırrı bilen 3. bir kişinin varlığı her zaman 4. bir kişinin var olabileceğini de gösterirdi. 4. kişiden sonra sırrı zaten herkes bilirdi.

"Sizi duydum. Kampta." Kaşlarım kendiliğinden çatıldı. O gün an an aklıma düşerken Sehun devam etti. "Kavga ediyordunuz. Ona 'Ben senin gerçek sevgilin değilim.' diye bağırdığını duydum." Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken içimden bir küfür savurdum. Elbette, o müthiş kamp gününden başkası olamazdı bizi eleveren. Peki ama nasıl duymuştu? Takıldığım noktayı gözlerimden anlamış gibi yeniden söze girdi.

"Sizi dinleme gibi bir amacım yoktu. Hatta bu yüzden kampa giden yolumu bile uzatmaya yeltendim ama sesiniz çok yüksekti. Kampa biraz daha yakın olsak muhtemelen herkes sizi duyardı. Ondan önce de Chanyeol'ün çadırınızdan ayrılıp Jieun'un çadırına girdiğini de gördüm. Seninle tuvaletin önünde karşılaştığımızda yüzünün ne kadar düşük olduğunu da. Parçaları birleştirmek hiç de zor olmadı." Şimdi neden bu kadar emin konuştuğu belli oluyordu, duyduklarının yalan olduğunu söyleyemeyeceğim kadar önemli anlara tanık olmuştu. Derin bir nefes aldım.

"Neden daha önce söylemedin öğrendiğini?"

"Bu ikinizin arasında. Karışmak haddime değildi."

"Chanyeol'e herkesin ortasında o gece nerede olduğunu sormakla yeterince karışmış olduğunu düşünüyorum." Kollarımı göğsümde kavuşturdum. Hâlâ dans salonunun ortasında dikiliyorduk.

"Senin nasıl bir duruma düşeceğini hesaba katmadan o soruyu sorduğum için çok pişmanım, Minhae. Gerçekten. Hatalıyım, asla bu konuyu dile getirmemem gerekiyordu fakat Chanyeol'ün sana karışma hakkı olmamasına rağmen ikimizin ilişkisine bu kadar fazla burnunu sokması hatta neredeyse tehdit etmesi sinirlerimi bozmuştu, bana hep yaptığı gibi ben de ona sınırlarını hatırlatmak istedim. Yeniden özür-"

Bay Americana ve Kalbi Kırık KülkedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin