Bay Americana ve Kalbi Kırık Külkedisi

Bölüm 12

Gözlerinin kahverengilerini bu kadar detaylı incelediğim ilk seferdi. Günlerdir çalışıyorduk. Günlerdir elleri vücudumda, ellerim vücudunda geziniyordu. Kaç seferinde nefeslerimiz birbirine karışmıştı. Kaç seferinde gözleri gözlerimi kendine hapsetmişti ama hiçbirinde bu kadar detaylı incelememiştim. Kararlı ve güven doluydular.

İnsanların duygularını okuyabilenlerden değildim. Bazen Jongdae'yi bana bunu öğret diye darlasam ve o da psişik miyim ben nereden bileyim be diye beni başından savsa da hiçbir zaman bazen kendim bile gözlerimde hangi duyguyu yansıtıyorum tam bilemezdim, sadece altıncı hissime güvenerek tahminlerde bulunurdum. Şu an Sehun'un gözlerinde gördüğüm şey ise kendinden fazlasıyla emin oluşuydu. Sanki bunu bana da gösterme niyetindeydi.

Şaşkınlık nidaları kulaklarımızı doldurduğunda Sehun'la kendimize gelip birbirimizden ayrıldık. Aramızda gezinen o her zamankinden farklı atmosfer hâlâ oradaydı, dağılmamıştı ama diğerlerinin varlığını hissettirmesiyle daha az garip hissettiriyordu. Arkamı dönüp sesin kimden geldiğine baktığımda tüm dans kulübünün şaşkınca bizi izlediğini fark ettim. Dans hocamız da aralarındaydı.

Dans hocamız ikimizi de baştan aşağı süzdükten sonra "Hadi, yerinize geçin." dedi diğerlerine. Herkes yerine yerleşirken arada gözleri şaşkınlıkla bizi buluyor, kaşlarıyla bizi göstererek birbirlerine bir şeyler fısıldıyorlardı.

Hayranlık mı duyuyor yoksa aşağılıyor mu emin olamadığım o gözlerden rahatsız olarak "Prova bir saat sonra değil miydi? Öyle demiştin." diye Sehun'a döndüm. Dans etmemizde bu kadar şaşılacak ne olduğunu kestiremiyor olmam sinirlerimi germişti biraz. Sehun her zamanki gibi çok iyiydi. Farklı olan partneri Seohyun yerine benimle dans ediyor oluşuydu.

"Öyle biliyordum." diye omuz silkti Sehun. Bu sırada kalabalığın arasından sıyrılan Jongin yüzündeki hayranlık dolu ifadeyle alkışlayarak yanımıza gelmişti.

"İnanamıyorum. İnanamıyorum."

"Neye inanamıyorsun?"

"Kendinizi görmediniz mi?" dedi Jongin heyecanla. "Mükemmel görünüyordunuz. Hatta aynı koreografiyi sergileyip sergilemediğinizi bile düşündüm. Çok iyiydi. Çok fazla iyiydi."

Böyle bir iltifat beklemiyor oluşumdan, "Abartma, Jongin. Sadece hareketleri takip ettik." diye mırıldandım.

Başını iki yana sallayarak iddiamı reddetti.

"Dansta olay sadece hareketleri doğru yapmak değildir. Dansın, şarkının ruhunu yansıtabilmek de bir o kadar önemlidir. Siz dostlarım," Bir elini benim omzuma, bir elini Sehun'un omzuna koydu. "Siz bugün hepimize nasıl dans etmemiz gerektiğini gösterdiniz."

Suyuma uzanıp birkaç yudum alarak boğazımı ıslattım. Birden bu kadar ilginim üzerimde oluşu boğazımı kurutmuştu. Bu sırada dans hocamızla göz göze gelmiştim. Başımı eğerek ona küçük bir selam verirken gözlerini benden ayırmadan beni incelemeye devam ediyordu.

"Bunu diyen de kulübün en iyi dansçısı." dedi Sehun, gözlerini devirerek.

"Hareketleri ne kadar iyi yaparsan yap eğer partnerinle uyumlu değilsen bir önemi kalmıyor, Oh Sehuncum." Devam etmeye hazırlanıyordu ki dans hocasının konuşmaya başlamasıyla herkes gibi susmak zorunda kaldı.

"Anlaştığımız gibi bugün diğer koreografimizin çiftini açıklayacağımı söylemiştim." Herkes Jongin'le partneri Minah'ın adının söylenmesini beklediğinden kimsenin heyecanlı olduğu söylenemezdi. Ama dans hocamızın ağzından Jongin ve Minah'ın adı çıkmadı. Söylediği isimler diğerlerini şaşırtmış mıydı bilmiyorum ama beni şoka soktuğu kesindi.