❦seven

3.5K 327 47
                                    

Gözlerim yerde yatan insanlar ve içkim arasında mekik dokurken, derin sayılabilecek bir nefes aldım. Barın boğucu havası genzimi yakıyordu ve bu durum beni öksürmeye teşvik ediyordu.

Nefes alış-verişim hızlanırken, öksürmemek adına yanımda ki bar masasında duran su dolu bardağı alıp tek dikişte bitirdim.

Bir enkaz gibiydim, büzülerek oturduğum bar taburesinden kalkıp adımlarımı çıkışa yönelttim. O gelmeden eve gidip uyumak ve herhangi bir iletişimde bulunmamak istiyordum.

İçkili bir şekilde eve nasıl gidebileceğimi bilmiyordum ve Jungkook ölsem beni almaya gelmezdi.

Yalnızlığım bir kere daha yüzüme çarparken buğulanan gözlerimi kocaman açarak gözyaşlarımı geri gönderdim. Taksi durağına ulaştığımda boş bir arabaya binip adresi şoföre söyledim.

Jeon Jungkook, kalbimi binbir parçaya ayıran adamdı. Ona yardım etmek için çıktığım bu yolda yanlışımdan dönmek için fazlasıyla geç kalmıştım.

Zaman geçtikçe bana alışır, aramızda ki duvarları yıkarız sanıyordum fakat hayat umduğunu değil ummadığını yaşatıyordu. Bana karşı ördüğü duvarlarının önüne bir de çelikten yelek örmüştü bu gece.

Kendi elleriyle yavaş yavaş öldürüyordu beni. Ne bırakıyor ne de yanına alıyordu. Tuhaf bir insandı,tuhaf olduğu kadarda kötüydü.

Uzun bir yolculuğun ardından sapasağlam eve gelebilmiştim. Sırtım soğuk yatakla buluşurken gözlerim vakit kaybetmeden kapanmıştı. O kadar halsizdim ki, üzerimi çıkarmak bile bir işkenceydi.

Gözlerimi açmadan çıkardığım ceketimi yere atarken yanımda duran yumuşak yastığa sarılarak yorgun bedenimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

Başıma giren ağrı, beni yatağın bir ucundan diğer ucuna sürüklerken içkinin dozunu kaçırdığım için içten içe büyük bir pişmanlık yaşıyordum.

Elimle alnıma masaj yaparken açılan kapıyla yattığım yerde doğrularak toplanan elbisemin eteklerini düzelttim.

"Ben özür dilerim Chaeyoung." kaşlarım sinirle çatılırken derin nefesler eşliğinde sakinleşmeye çalışıyordum.

"Aptal herif! Ne kadar korktuğumdan haberin var mı?" sesim her zamankinden daha gür çıktığında bağırdığım için boğazım acımıştı.

Geceden beri tuttuğum gözyaşlarım bir bir yanağımdan süzülürken, elimin tersiyle her birini sildim.

Adımlarını yatağıma çevirdiğinde hiç düşünmeden yanıma oturmuştu. Uykusuzluktan moraran göz altlarına bile üzülmek içimden gelmiyordu.

"Hiç bir şeyi haketmiyorsun Jeon Jungkook!" tüm gücümle bağırdığım da yataktan kalkması için sırtından ittim. Milim bile kıpırdamadan oturmaya devam ediyorken bulanan midemle hızla yataktan kalkıp banyoya ilerledim.

O, endişeli bir şekilde arkamdan gelse de kapıyı yüzüne kapatmıştım. Ancak bu onu engellemeye yetmemişti.

Klozetin kapağını açıp midemde ki her şeyi çıkardığımda boğazlarımın tahriş olduğunu hissedebiliyordum.

"Git, buradan." elimle onu itsem de her seferinde başarısız oluyordum. Önüme gelen saçlarımı arkada birleştirdiğinde dakikalar sonra midemde ki her şey çıkmıştı.

Güç bela klozetin kapağını kapatıp sifonu çektiğimde kendimi soğuk fayansa bıraktım.

"Senden nefret ediyorum Jeon Jungkook." hıçkırıklarımın arasından konuştuğumda kafasıyla onayladı beni.

Kolları bir kafes gibi etrafımı sararken kafamı göğsüne yasladım. Neden bu kadar acımasızdı kendine karşı? Onun yaşamasını istiyordum fakat inadıma alkolü bırakmıyordu.

Savaşmıyordu, ölüme emin adımlarla ilerliyordu.

"Neden yaşamak istemiyorsun?" dedim fısıltıyla. Ona vurmak istiyordum ama buna hem cesaret edemezdim hem de kolumu kaldırmaya bile gücüm yoktu.

"Anlatacağım Chayeoung, yeter ki ağlama." kemikli parmakları saçlarıma uzandığında ittirdim elini.

İlgi istemiyordum, yaşamasını istiyordum.

Ondan şu an haz etmesemde kalbimin ritmini değiştirmeyi iyi biliyordu. Bu doğru değildi, bunu içime gömmeyi becerebilirdim.

Fakat zamanımı evinde geçirdiğim bir insanın ölümünü görmek istemiyordum. Kaldıramazdım.

Bacağımın arasından geçen elleriyle irkilsemde soğuk fayansla temasım kesildiğinde kollarımı Jungkook'un boynuna sardım.

"İtiraz etmeden benimle uyursan, sabah sana bir yeri gezdireceğim." kafamla onu onayladığımda sırtım yatağımla buluşmuştu.

Yorganın altına girdiğimde, o da beni bıraktığında üzerimden geçip yanıma uzanmıştı.

Aramızda ki fazla mesafeyi yanına giderek kapattığımda şaşırsada bir şey demeden gülümsedi.

Gözlerimi kapatıp arkamı döndüğümde, yorgunluğumu da yanımda götürüp uykuya teslim oldum.

Sabah uyandığımda Bay Jeon'u yanımda görmeyi her şeyden daha çok istiyordum. Emindim, yarın iyileşmesi için ilk adımı atacaktık.

𝘭𝘰𝘷𝘦𝘳 ❆ 𝔯𝔬𝔰𝔢𝔨𝔬𝔬𝔨 (düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin