❦twenty-eight

2.4K 197 84
                                    

"Hayır," dedim sessizce mırıldanarak. "Sende ayrılmak istemiyorum." Alayla gülüp kollarını iki yana açarak geri yürüdü.

"Bak bana," gülüşünün yerini sinirli bir surat ifadesi almıştı.
"Beni mahvettin Chaeyoung, bırakta senden kurtulayım."

Kafamı yüzsüzce sağa sola sallarken dilini iç yanağına bastırarak ellerini beline koydu. Taehyung, yanına gelip kollarından tuttuğunda onu sertçe geriye itip masanın üzerinde ki kağıtları yere fırlattı.

Havada uçuşan kağıtlar birer birer ayak ucuma düşerken, yanağımda iz bırakan bir damla yaş kağıdın üzerine düşmüştü. Kemikli parmakları sertçe kolumu kavrarken dudağımdan kaçan hıçkırığa engel olamamıştım.

Bu sefer aramıza Jennie girdiğinde buğulanan gözlerim yüzünden etrafı net göremiyordum.

"Jungkook tamam sinirlisin ama o hamile, sizin çocuğunuzu taşıyor." nazikçe konuşup kolumda ki kemikli parmakları çözdüğünde bedenini aramıza soktu. "Ona nazik davran Jeon!" az önceki sesine nazaran daha sert konuştuğunda eliyle hafifçe kolumu tuttu.

Jungkook, Seokjin ve Taehyung ile evden çıkarken kapı sertçe kapanmıştı. Oysa ben o kapıyı sana hiç kapatmamıştım Jungkook.

Masanın üzerinde ki telefonumu alıp sandalyeye oturduğumda, bir umut mesaj atmıştır diye düşünerek kakaotalkt'ı açtım.

Yine ve yine, umduğumu bulamamıştım. Jisoo ve Jennie başıma toplanırken yavaşça bilinmeyen numaradan gelen mesajı açtım.

Bilinmeyen numara
Jungkook haklı, boşanacaksınız Chae.
Yoksa etrafında toplanan arkadaşların,
Akşam yemeğim olur.

❦❦❦

"Her şey bitti mi?" kafamla Jisoo'yu onayladığımda mahkeme salonundan yavaş adımlarla çıktım.

Her şey bitmişti. O kadar kararlıydı ki bende ayrılmaya, onu bırakıp gitmemi bile dinlememiştim. Sadece beş dakikada iki imzayla boşanmıştık. Güney Kore'nin meraklı muhabirleri, mahkeme salonunun dışında bizi beklerken bileğimde hissettiğim parmaklara yavaşladım.

Gözleri gözlerime çıktığında hiçbir duygunun olmadığını farketmiştim, bir yabancıya bakar gibi bakıyordu.

"Kısa bir konuşma yapmamız gerekiyor, sabahtan beri bizi bekliyorlar." bileğimi bırakıp benden uzaklaşırken Jisoo gitmem için sırtımdan ittirmişti.

Ondan aldığım cesaretle arkasından ilerlerken mahkeme salonundan çıkmıştık.

Yemek bulmuş akbabalar gibi etrafımızı sardıklarında patlayan flash ışıkları gözlerimi ağrıtmıştı. Korumalar bir kalkan gibi muhabirlerle aramıza girdiklerinde biraz olsun uzaklaşmışlardı.

"Neden boşandınız? İhanet haberleri doğru mu?" bakışlarım soruyla beraber Jungkook'a çıkarken saniyelik olarak gözlerimin içine bakıp alayla gülmüştü. Dinleseydi, bilecekti ihanet etmediğimi ve onu koruduğumu.

Önüne dönerken kafası olumsuz anlamda sallandı.

"Birbirimizi çok sevdik fakat artık ikimizde birer yabancıyız." dediğinde tırnaklarımı avuç içime batırdım. "Anlaşamıyorduk ve bitirme kararı aldık."

Sorusunun cevabını alan muhabir önümüzden çıktığında yerine başka biri gelmişti.

"Peki Park Chaeyoung, hamile olduğunuz doğru mu?" ağzım şaşkınlıkla açılırken karnımın üzerinde ki elimi saçlarımın arasından geçirdim. Bunu nereden biliyorlardı?

𝘭𝘰𝘷𝘦𝘳 ❆ 𝔯𝔬𝔰𝔢𝔨𝔬𝔬𝔨 (düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin