Final 3/2

2.5K 179 125
                                    

Sizi çok özlediiiim ve uzun bir yb ile comeback yaptım.

İyi okumalar ballı çöreklerim,

ÖZEL BÖLÜM İÇİN;

25 oy, 100 yorum... Sınır koymak istemiyorum ama oy gelmiyor, adam olun uleyn!

Önümde didiklediğim salatadan bir çatal alıp ağzıma attığımda masada ki sohbetten çok uzakta kaldığımı farketmiştim. Kucağımda ki kaseyi sıkı sıkı tutup oturduğum koltuktan kalktığımda yavaş adımlarla masaya ilerledim.

Onlar hararetli bir konuşmanın içerisindeyken, bir köşede sessizce oturan Jisoo'nun yanına ilerlemiştim. Diğerlerinin aksine somurtarak yemeğini inceliyordu ve onu mutsuz görmek alışkın olduğum bir durum değildi.

Yanına oturduğumda sandalyemi yaklaştırıp elimde ki kaseyi masaya bıraktım. Gözlerini Seokjin'den ayırıp üzerime çevirdiğinde, sıcak bir gülümsemeyle elini tutmuştum. Yolunda olmayan bir şeyler vardı, bu belliydi.

"Anlatmak ister misin?" fısıldayarak konuştuğumda omuzları düşmüştü. Diliyle dudaklarını ıslatıp bana döndüğünde sıkıntıyla bir nefes verdi.

"Konu ilişkimiz," dedi kulağıma eğilirken duyulmayacak bir ses tonuyla. "Bir şeyler doğru gitmiyor."

Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamla onayladığımda gözlerim Jungkook ile konuşan Seokjin'e kaymıştı. Jisoo'nun aksine kahkahalarla gülerken olayları bilip bilmediği gerçeği gün gibi içime doğmuştu. Yine ve yine kendi içerisinde trip atıyor olmalıydı.

"Kalk odama gidelim." parmaklarım bileğine dolandığında beni ikiletmeden sandalyesinden kalkıp merdivenlere yönelmişti. Jungkook'un meraklı bakışları bu ani kalkışımızla üzerimde gezinirken sorun yok dercesine gülümsedim ve Jisoo'nun peşinde merdivenleri hızlı adımlarla tırmandım.

Odanın kapısını hızla açıp içeri girdiğinde, suratıma çarpıp feleğimi şaşırtmaması adına elimle kapıyı tuttum ve arkamdan yavaşça kapattım.

"Gerçekten anlamıyorum Chaeyoung." sinirle konuştuğunda dilimle dudaklarımı ıslatmıştım."Bana henüz evlenme teklifi etmedi ve bizim bir bebeğimiz var."

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken yutmak üzere olduğum tükürüğüm genzime kaçmıştı. Öksürüklerimin ardı arkası kesilmiyorken elime tutuşturulan bardaktan bir yudum su aldım. Islak dudaklarımı elimin tersiyle sildiğimde biraz olsun öksürüklerimi durdurabilmiştim.

"Ne dedin sen?!" sesime hakim olamayıp bağırdığımda üzülerek oturduğu yerde iki büklüm olmuştu.

"Korunmadınız mı? Seokjin'in çocuk istemediğini sanıyordum." mırıldanarak konuşmaya devam ettiğimde derin bir iç çekti.

"Hala istemiyor," dedi omuzları düşerken. "Ama istemek zorunda bebeği aldıramam." kafamla onu onayladığımda destek verircesine elini sıktım. Daha önce bu duruma düşmemiştim fakat çaresizliğini anlayabiliyordum.

"Şu plan," dedim dudaklarım yukarı kıvrılırken. "Uygulamaya ne dersin? Bende sıkılıyordum zaten evde."

Büyük bir heyecanla yerinden kalktığında koşar adımlarla dolabıma ilerledi. Bu haline kıkırdayıp arkasından kalktığımda o çoktan dolaptan çıkardığı kıyafetleri yatağın üzerine atmaya başlamıştı.

"Canlı müzik var, yemekleri de çok güzel." dedi eksilmeyen heyecanıyla. Çocuk gibi bir sağa bir sola koşuştururken bileğinden tutup yatağın kenarına oturttum.

"Jisoo sakin ol." dedim yatağa bıraktığı iki elbiseyi kucağıma çekerken. "Bunları giyelim ve makyajımızı yapalım. Yeterli olacaktır."

𝘭𝘰𝘷𝘦𝘳 ❆ 𝔯𝔬𝔰𝔢𝔨𝔬𝔬𝔨 (düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin