❦seventeen

3.2K 285 258
                                    

Sevgili olmalarına uzun zaman olduğu için biraz elleşsinler istedim :D azıcık bir cinsellik var ve rahatsız olanlar okumasın... Çok fazla da yok okuyun bence :) yazım yanlışı var mı diye kontrol etmeye üşendim varsa sorry


Ayaklarımı merdivende sürüye sürüye Jungkook'un odasına geldiğimde kapıyı açarak içeri daldım.

Televizyon izlemekten ağrıyan gözlerim yanıyorken bir kaç kez kırpıştırarak etrafı daha net görmeye başlamıştım.

Jungkook, aynı sinirle bana bakarken onu umursamadan yanına kıvrıldım. Ellerimi beline saracağım sırada yataktan kalkmasıyla kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkmıştı.

Üzerimde ki yorganını ve yastığını çekip kapıya ilerlerken, boş yatakta öylece gidişini izlemiştim.

Neden hep mekanı terkeden o oluyordu?

Ayaklarımla yumuşak yatağa tekmeler savururken sinirle doğruldum.

Merdivenleri inen Jungkook'un arkasından uyuşuk adımlarla ilerlediğimde yıllardır bana uzun gelen pijamamın parçalarına basmamaya dikkat ediyordum.

Fotoğraf odasının karşısında bulunan kapıyı cebinde ki bir anahtar yardımıyla açtığında beni hala farketmemesine içimden katıla katıla gülüyordum.

Erkekleri anlamak için kırk fırın ekmek yemem gerekiyordu ve ben daha bir fırın bile yememiştim.

Hızla yüzüme kapanan kapı burnumla buluştuğunda inleyerek geri çekildim. Tanrı'm, kırılmadığı için yıllar boyunca dua etmeliydim!

Bir Park Jimin, evde trip yememe neden oluyordu resmen.

Kapıyı hızla açıp az öncekine nazaran daha sert kapattığımda, yorganı kafasına kadar çekmişti. Daha önce hiç uğramadığı odanın içinde ilerleyip, kırmızı saten çarşaf serili yatağa sönmüş bir balon gibi atlamıştım.

Bedenimin yarısını Jungkook'un belinden yere doğru sarkıttığımda, çatık kaşlarıyla beni izliyordu.

"İtiraf et, beni kıskandın." kemikli elleri alnıma yerleşip beni geriye iterken, yavaşça yatağa düşmüştüm.

"Evet kıskandım, insanlar arkadaşlarını kıskanırlar." kabul etmesi bir yandan hoşuma giderken, yine yüzüme vurduğu ilişkimizle sırtına tekme atmıştım.

"Sürekli arkadaş deyip durma, ben sana abimsin diyor muyum?" yavaşça arkasını döndüğünde gülümseyerek sarılması için kollarımı uzattım.

İkiletmeden kollarımın arasına girdiğinde saçlarının arasına bir öpücük bıraktım.

"Ne kadar kaçarsam kaçayım, günün sonunda geldiğim yer kolların Chaeyoung." yapmacık bir sinirle konuştuğunda, hızlanan kalbimle beraber kıkırdamıştı.

Gevrek yediğim kirli kaseyi bulaşık makinesine koyduğumda ellerimle ağrıyan belimi tuttum. Bu sabah, kendimi yatakta değil yerde bulmuştum.

Jungkook, öylesine kötü yatıyordu ki büyük ihtimalle bir yerlerime tekme atmıştı.

Ellerimle belimi ovalayıp salona ilerlediğimde aklıma gelen röportajla alnıma sertçe vurmuştum. Heyecan ve stres bedenime yayılırken, tırnaklarım dişimin arasında yerini almıştı.

Dolabımın kapaklarını sonuna kadar açtığımda önünde soğuk terler döküyordum. Çıkardığım bir kaç kombini yatağın üzerine serdiğimde, çocuk gibi tekerlemelerle seçmeye çalışıyordum.

𝘭𝘰𝘷𝘦𝘳 ❆ 𝔯𝔬𝔰𝔢𝔨𝔬𝔬𝔨 (düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin