❦thirty-one

2.7K 196 76
                                    

Bölümde göreceksiniz zaten ama söylemek istiyorum, EunBi ötenazi ile öldü ve kanserdi. Sonda ki ölüm sahnesi aklınızı karıştırmasın diye dedim muahh iyi okumalarr

Medyayı izlemenizi şiddetle tavsiye ederim


Kolumun acısına aldırmadan yere eğilip kaldırım taşının etrafına sarılan kağıdı avuçlarımın arasına aldım. Jungkook'un titreyen elleri omzumla buluştuğunda ensemden tutarak kafamı boynuna bastırdı.

"Özür dilerim Chae, seni koruyamadım." daha fazla üzmemek adına kıkırdayıp canım acımıyormuşcasına güldüğümde, gözlerinden eksilmeyen meyus bakışlarla yüzümü izledi.

"Acımıyor, cam hızını yavaşlatmış olmalı." sağlam olan kolumu kaldırıp saçlarını okşadığımda, bu hissi ne kadar özlediğimi farketmiştim.

Dudaklarının tadını, kokusunu, saçlarını. Onu tüm varlığıyla özlemiştim.

"Ah, birde bu vardı." avuçlarımın arasında ki buruşmuş kağıdı çıkardığımda ellerimin arasından çekerek kağıdı dizinde düzleştirdi.

"Seni öldüreceğim,
Im EunBi."

Kelimeler dudaklarımdan birer birer çıkarken Jungkook kağıdı buruşturarak kırık camdan dışarıya fırlattı. Bileğimden tutup kaldırırken, kolumu hareket dahi ettiremiyordum, ki bu yaptığı ani hareketler canımı fazlasıyla yakıyordu.

"Bunu kim yapıyorsa, onu evire çevire döveceğim." dişlerinin arkasından sinirle tısladığında görmese de kafamla onu onaylamıştım.

Fortmantonun önüne geldiğimizde kendi montunu askılıktan alarak üzerine geçirmiş, daha sonrada koridora bıraktığı bavulumu alarak dışarı çıkmıştı.

Bedenimi saran korkuyla hızlı adımlarla arkasından ilerlediğimde güven verircesine gülümseyip kolunu omzuma attı.

Aceleyle arabaya ulaştığımızda kapıları kilitleyip yavaşça üzerime eğildi.

"Boşandığımıza hala inanamıyorum." bıkkınca söylenip kemerimi taktığında dudaklarıma bir öpücük bırakarak geri çekildi.

"Sence EunBi öldü mü?" bir an bile tereddüt etmeden beni onayladığında kafamı cama yaslamıştım. Nasıl bu kadar emin olabiliyordu?

"Anlatmamı ister misin?" üzgün bir tınıyla konuştuğunda hayır desem de kendi bildiğini yaparak anlatmaya başlamıştı.

Flashback from Jungkook
09/06/2017

Genç adam üzerini son kez düzelterek hastanenin boş koridorunda ilerlemeye başladı. İçi içini yiyor, mutluluğun tadını bir kez sonuna kadar tatmak istiyordu.

Bu onun ilk ve son mutlu günüydü bunun farkındaydı, acısını çıkaracaktı. Belki genç kadını zihninde asla affetmeyecekti onu bırakıp gideceği için ama kalbi hep onunla, onun yanında gömülü olacaktı.

647.

Tanıdık rakam gözlerine çarptığında eliyle kapıyı tıklattı. Tanrı'm sakin olmalıyım! Kendi içerisinde heyecanı ile savaşırken açılan kapıyla kaskatı kesilmişti.

Babasının kolları arasında ona adımlayan bir melek miydi bu kadın? Işığı bırakıp, ebedi karanlığa uçacak bir kadın.

Genç adamın gözleri koltukta ağlayan kadına takıldı. Sessizce, belli etmeden ağlasada biliyordu EunBi'nin kadını hissettiğini. Hepsinin aksine yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.

"O sana emanet. Sadece iki saatiniz var, ilaç yakında etki edecek." İki saat, diye geçirdi içinden. İki saat ona ve aciz kalbine yeter miydi? Doyurur muydu ruhunu?

𝘭𝘰𝘷𝘦𝘳 ❆ 𝔯𝔬𝔰𝔢𝔨𝔬𝔬𝔨 (düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin