Yine çoooook güzel (!) bir pazartesi sabahı uyanmıştım. Tabii her zaman ki gibi "Exo-Growl" olarak ayarladığım alarmımla. Uyanış şeklim nasıl oldu ben de bilmiyorum ama şöyle oldu : İlk önce yataktan fırladım, sonra kafamı çarptım. En sonunda ise yere yapıştım. Nasıl bir uyanış şekli oldu acaba ㅋㅋㅋ. Bu arada ben Elif. Lise son sınıftayım. Okulların kapanmasına 4 gün kaldı. Aişşh! Cidden! Bugün pazartesi ve benim hazırlanmam lazım. Yaa ama yaa! Bu bana yapılmaz ki! Neyse hazırlanayım. Yapıştığım yerle ilişkimi kesebilirsem kalkıp hazırlanacağım. Yerden kalktım ve üstümü giyinmeye başladım. Saçlarımı düzleştirdim. Koyu kahverengi, belime kadar uzanan saçlarım var. Çantamı hazırladım. Hafif bir göz makyajı yaptım. Oh bee hazırım. Kapı çalıyii. Ziki çıcıh geldi heralde. Bakıyım bi şu kapıya. Ama yuh be çıcığım bee! Bu ne hız? Kapıyı açmamla Begüm'ün cümleleri ardı ardına sıralaması bir oldu. "İlk olarak günaydın, ikinci olarak çok güzel olmuşsun, üçüncü olarak iseeee çabuk ol geç kalıcaaaaz!" Höst lan yavaş gel! "Çok gomawo Begüm ama biraz yavaşla. Birazdan çok konuşman yüzünden kelime eksikliğinden öleceksin. Sen de çita hızı var mübarek!" dedim. "He öyleyimdir^^ Hadi çabuk ol da çıkalım." Hemen çantamı aldım kapıyı kapattım. Ama dur bi dk. ben ayakkabılarımı içeride bıraktım. Ottoke? E nolcak Begüm'ün bu hızı bana da bulaştı. Ben de bu işi elime yüzüme bulaştırdım. Kapıyı açtım, ayakkabılarımı alıp giydim ve sonunda çıktık, okula doğru yol aldık.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bugün çok yorucu geçti. O ne öyle çok eglendik ya! Deniz, ben, Demir, Begüm, Burak ve Burcu bayağı bi coştuk bugün. İlk iki ders hoca derse gelmemişti. Böyle şişe çevirmeceler felan... 3 ve 4. dersler ise müzik ile resimdi. Diğer iki ders ise beden eğitimi. O dersler ayrı bir güzeldi zaten. Son iki ders ise okulu astık. Ne harika ama! Bugün okulların dağılacağı zaman eve gitmeye karar verdik. Begüm'ün bir işi olduğu için benimle beraber gelemedi. Ben de taktım kulaklıkları kulağıma (yok artık başka nereme takabilirim? ^^) açtım "SHINee-Hello" şarkısını. Yürüyorum yolda. Omzumda bir el! Bağıra bağıra 'hello, hello! (hello!)' diyor. Kulaklığı çıkardım, "Noluyo be?!" dedim. Burcuymuş. Oha ya korktum ben de Onew zannettim seni. Hem de tavuk dönerin önünde^^! O da benim canım kanım chingum... Gülüştük ve dedim ki : "Hayret! Sen de sokakta bağırır mıydın?" O da "Dostluk budur. Her an yanında olmak." dedi. Çok seviyorum bu kızı yaa. Kendisi çok utangaçtır da. Şaşırdım yanii^^ Takıcıya uğradık ve kuzenine bir kaç bileklik aldı. Sonra vedalaştık ve eve gittim.
~~~~~~~~~
"Hayır, aniyo, aniyoooo. Bu olamazz! Lee Min Hoooo! Bunu bana yapamazsın! Kim Nana'yı öpemezsin! Aişşh!" Annemin beni uyarmasıyla kendime geldim ve saatin 23.30 olduğunun farkına vardım. Vay anasını! Saat ne ara 23.30 oldu? Eee nolcak 3 saat boyunca k-drama izlediğim için..." Eliiif! Hadi yat artık!" "Tamam anneee, yatıyoruuuummm." Off yaa! Tam da en heyecanlı yerde! Pff! Ama hakikaten uykum geldi. Sabahın 6'sında kalkarsam böyle olur. İyi geceleer. Jalgayo.
~~~~~~~ 4 Gün Sonra ~~~~~~~
Ohaa yaa! Ne demek bütün gidebileceğiniz üniversitelerin kontenjanları dolu?! Olamaz olm yaa! Boku yedim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Senden İbaret
FanfictionTıpkı bir çocuğun yaramazlık yaptıktan sonra annesine "Bir şey diyeceğim ama kızma olur mu?" diye ürkekçe seslenmesi gibi sesleniyorum sana "Çok sevicem ama gitme olur mu?" ❤❤❤
