BÖLÜM:8

21 2 3
                                    

29.03.2020 Cumartesi

                           Sigara İzmaritleri

Güneşin yükseldiği zamanları çok seviyordum. Bu zamanlarda geçiyordu tüm korkularım, sıkıntılarım ve hüzünlerim. Sonsuza dek gitmiyorlardı belki ama güneşi doğuyor olarak görmek bana o an için unutturuyordu tüm o duyguları. İçimin güven ile dolması beni heyecanlandırıyordu. Kocaman karanlığı aydınlatıyordu güneş, soğukla mücadele ediyor ve kazanıyordu. Güneş tek başınaydı ve fazlasıyla güçlüydü. Ben de öyleyim. Tek başıma olduğum zaman çok daha güçlü olucaktım. Öyle olucak mıydım sahiden? Hem istesem bile tek başıma olamazdım artık çünkü bir kere tutmuştum Jimin'in bana uzattığı eli. Bir daha bırakamayacağımı ikimiz de biliyorduk ve ben her şeyi göze alarak tutmuştum. Hayatım değişecekti, eskisi gibi olmayacaktı belki ama değişecekti. Hayatımın güneşi belki de Jimin'di. Güneş Jimin olsaydı, Jimin yalnız olurdu.

Bir yandan güneşin doğuşunu izlerken bir yandan da bitirdiğim sigara izmaritlerinin kokusunu alıyordum. İçime aldığım her duman genzimi yakmıştı ardından da tüm düşüncelerimi. Beynimin uyuştuğunu hissediyordum, bunu sigara yapabiliyordu bana. Ben, sigarayı hissederek içiyordum. Benim için bir ihtiyaç değildi, bir arınma yoluydu. Kendimi uyuşturma yoluydu birnevi.

Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra balkonun soğuk zemininden kalktım ve bir sandalyeye oturdum. "Ne olucak bundan sonra Taehyung..?" Diye sordum kendime sessizce. "Neden bu kadar çok düşünüyorsun ki?" Diye de sordum, cevabını almayacaktım biliyordum ama kendi kendime konuşuyordum işte. Kendi kendimi anlamaya çalışıyordum. "Ah sabah sabah.." diyerek yerimden kalktım ve içeriye adımlamamla kendimi yatağa fırlattım yüzüstü ve gözlerimi kapattım. Jimin gelmeden önce dinlenmeliydim.

Uzun bir süre yatakta aynı pozisyonda yatmama rağmen uyuyamamıştım. Bir o yana yatmış biraz daha beklemiştim, sonra diğer tarafa yatmış orada da beklemiştim lakin yine uyuyamamıştım. Bu kadar çaba sarfetmeme rağmen uyuyamamış olmak sinirlerime dokunmuştu ve bir anda kalkmıştım yataktan. Belimden bir hayli düşmüş olan eşofmanımı umursamamış, ayaklarımı direk salona doğru indirmiştim. Koltuğa oturup esnediğim sırada o oda ilişti gözlerime. Orayı kilitleyeli çok uzun zaman olmuştu ve ben oraya bir daha bakmamak, girmemek için kendime söz vermiştim. Kapısına bile bakış atmamam gerekiyordu. O odayı bırakmamla birlikte tüm benliğimi de bırakmıştım içine. Bunu şu sıralar farkediyordum ve işin tuhaf tarafı bıraktığım her şeyi geri almak için bir şey yapmıyordum. Öyle düşünmüyordum çünkü, engelleniyordum. Oysa hafızamda kalan birkaç güzel anıdan ibaretti o odanın içi, ben oradaydım, ruhumu oraya bırakmıştım. Orada daha güvenli olurdu, yıpranmazdı ve ben onun hep o odanın arkasında olduğunu bilirdim, kaçmazdı yani. Kaybetmezdim onu. Belki de çoktan kaybetmişsindir. Yine gelmişti o ses. Sen de kimsin? Ben, senim Taehyung. Korkarak ayağa kalktım aniden. İçimdeki ses bana onun kendim olduğunu söylemişti, bu nasıl mümkün olabilirdi? Ah, yanılıyor olmalıydım yine. Ortada ses falan da yoktu ayrıca, kendimi öyle inandırmalıydım. İstediğine inan, gerçekler görünmeye başladığında onları görmemezlikten gelemeyeceksin.

Adımlarımı hızlıca yukarı çıkartıp titreyen bedenime aldırış etmeden kendimi suyun altına soktum. Hayır, hayır fazla düşünmekten oluyordu hepsi. Vücudumdan akan her bir su damlasının düşüncelerim olduğunu hayal etmeye çalıştım ve kendimi rahatlattım.

Yaklaşık bir saat banyoda kalmış olmalıydım. Buruşmuş ellerim ve ayaklarıma bakarak üzerimi değiştirmiş kahvaltı yapmak için mutfağa inmiştim tekrar. Çayın olmasını beklerken telefonumu elime almıştım ve öyle böyle saati sekiz buçuk yapmıştım. Ayrıca Jimin'den de mesaj vardı. Bana gelirken bir şey isteyip istemediğimi sormuştu ve bu mesajı atalı yaklaşık yarım saat oluyordu. Yarım saat benim cevap vermemi beklemezdi diye düşünerek telefonu elimden bırakıp çayımı yaptım. Kendimi tekrardan kanepenin üzerine atacağım sırada kapı çalmıştı. Gelenin Jimin olduğunu biliyordum ve açmak için kapıya doğru ilerledim.

I'm A Mess |Taekook| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin